Bilinen tarih savaşlar, katliamlar, kölelik uygulamaları, zalim yönetimler
yani insanlığın çektiği büyük acılar ile doludur. Modern zamanlara
yaklaşıldığında insan hak ve özgürlüklerinin demokrasi idealiyle birlikte
yükselmeye başladığı görülmektedir. Egemenliğin dolayısıyla yasama, yürütme ve
yargı kuvvetlerinin monarkın elinde tekelci bir şekilde bir daha toplanmaması
için yazılı ve fiili hukuki güvencelere bağlanması anayasal demokrasi
konseptini ortaya çıkarmıştır. Anayasal demokrasilerde devlet yaklaşımı,
yasama, yürütme ve yargı kuvvetlerini ayrıştırır ve kuvvetlerin her birinin
diğeri karşısında özerk yapıda olmasını zorunlu kılar. Anayasa tartışmaları
Türkiye’de hep var olagelmiştir. Her anayasa değişikliğinde, demokrasi
idealinden ve kuvvetler ayrılığı ilkesinden uzaklaşıldığı eleştirileri
yükselirken, aynı oranda bu hedeflere yaklaşıldığını savunan görüşlere de rastlanmaktadır.
Bu çalışmamızda kuvvetler ayrılığı ilkesi konusundaki
görüşlere değinilecek ve günümüzde gelişmiş olarak kabul edilen beş devletin
(ABD, Almanya, Fransa, Rusya ve İngiltere’nin) anayasal uygulamalarındaki
mevcudiyeti incelenecektir. Kuvvetler ayrılığı ilkesinin evrensel konum ve
değeri ortaya koyulduktan sonra Türkiye Cumhuriyeti Anayasasındaki düzenleniş
biçimi ve Anayasa Mahkemesinin yeni tarihli bir kararında kuvvetler ayrılığı
ilkesine ilişkin getirdiği yorum ele alınacaktır. Bu makale ile kuvvetler
ayrılığı ilkesinin kapsamı, Türk anayasal sistemi açısından bulunduğu konum
karşılaştırmalı olarak bir değerlendirmeye tabi tutulacak ve normatif yönden
daha açık bir düzenleme gerekliliğinin sebepleri izaha çalışılacaktır.
Kuvvetler Ayrılığı İlkesi Karşılaştırmalı Anayasa Hukuku T.C. Anayasa Mahkemesi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 9 Aralık 2019 |
Kabul Tarihi | 7 Ağustos 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Güz |
IBAD Sosyal Bilimler Dergisi / IBAD Journal of Social Sciences