28 Şubat süreci, Türkiye’de medyanın erkler arasındaki rolleri ve topluma dönük etkinlikleri bakımından özgün bir nitelik taşımaktadır. 28 Şubat sürecinde medya; ordu, yargı, STK, sermaye grupları ve çeşitli odaklarla kurduğu karmaşık ilişkilerin neticesi olarak seçilmiş hükümete yönelik manipülatif bir yayıncılık anlayışını benimsemiştir. Medyanın bu süreçteki etkinlikleri dördüncü güç şeklinde tanımlanan medyayı, demokratik sistemlerde medyaya biçilen rollerin uzağında bir konuma taşımıştır. Bu bağlamda 28 Şubat darbesi özelinde medyanın erkler arasındaki konumlanışı ve çeşitli pratiklerinin tanımlanması, medya etkinliklerinin nedenlerinin açıklanması araştırmanın temel sorusu olarak ortaya çıkmaktadır. Bu çerçevede araştırma medyanın siyaset, kamu ve sermaye üçgeninde hangi rolü yerine getirdiği sorusu doğrultusunda medyanın 28 Şubat sürecindeki pratiklerinin tespit edilmesini amaçlamaktadır. Araştırma; gazete içerikleri, dönemin aktörlerinin görüşleri ve alan yazında birikmiş veri doğrultusunda dokuman analizini esas alan niteliksel bir yaklaşımı benimsemektedir. Çalışma sonuç olarak medyanın demokratik sistemlerde durması gereken özgürlükçü alanı terk ettiğini ve toplum yerine başka güç odaklarına yaslandığını ortaya koyarken medyanın kamu, siyaset ve sermaye üçlüsü arasındaki konumlanışının kamu adına değil, başkaca güç unsurlarının taleplerini siyaset kurumuna dayatan otoriter görünümde işlev taşıdığını göstermektedir.
The February 28th period is unique in Turkey in terms of the roles of the media among the powers and its activities towards the society. During the February 28 process, the media adopted a manipulative broadcasting approach towards the elected government as a result of the complex relations it established with the military, judiciary, NGOs, capital groups and various focal points. The activities of the media in this process have moved the media, which is defined as the fourth power, to a position far from the roles assigned to the media in democratic systems. In this context, defining the positioning and various practices of the media among the powers and explaining the reasons for media activities in the context of the February 28 coup d'état emerges as the main question of the research. In this framework, the research aims to identify the practices of the media during the February 28th coup in line with the question of what role the media fulfills in the triangle of politics, public and capital. Research; It adopts a qualitative approach based on document analysis in line with newspaper contents, opinions of the actors of the period and data accumulated in the literature.. As a result, the study reveals that the media has left the libertarian area that should stand in democratic systems and relied on other power centers instead of the society, while showing that the media's positioning between the public, politics and capital trio has become functional in an authoritarian view that imposes the demands of other power elements on the political institution, not on behalf of the public.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türk Siyasal Hayatı |
Bölüm | Orjinal Makale |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 31 Mayıs 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mayıs 2024 |
Gönderilme Tarihi | 22 Şubat 2024 |
Kabul Tarihi | 6 Mayıs 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 8 Sayı: 1 |