Architecture is considered as a language providing communication between societies' lifestyles and cultures. It is important to analyze design language that reflects the formal and semantic unity, especially in historical sites which are settlements that need to be more sensitive about carrying their traditional architectural structures to the future. In these historical sites, constructing by using historical references and codes is important in terms of maintaining the traditional identity of the city. Replicating the understanding in traditional architecture will not be "imitation of the traditional" and causes a conflict in meaning. For this reason, preserving the frame of "imitating the traditional" will strengthen the belonging relationship that the house establishes with the context. The aim of the study is to analyze the change in design language, that defines the physical structure of a historical environment, through signs. For this purpose, signs which signifies the settlement language in Sille, district of Konya province, are evaluated upon a specific building. As a method, signs are analyzed using the classifications in semiology. According to the analysis, the dwelling behaves like a traditional Sille house only with its façade components but it cannot contribute to the maintenance of cultural and local characteristics of Sille.
Mimarlık, toplumların yaşam biçimi ve kültürleri arasındaki iletişimi sağlayan bir dil olarak kabul edilmektedir. Özellikle sahip oldukları geleneksel mimari yapılarının geleceğe taşınması konusunda hassas olunması gereken yerleşim yerleri olan tarihi kentlerde, biçimsel ve anlamsal birlikteliği yansıtan tasarım dilinin çözümlenebilmesi ve bu sayede ortaya çıkan biçimsel kodların analiz edilmesi önem taşımaktadır. Bu kentlerde, yeni tasarımların/var olan yapıların tarihi referanslardan ve kodlardan yararlanılarak yani geleneksel olana öykünülerek inşa edilmesi/yenilenmesi, geleneksel konut mimarisine ait özelliklerin çağdaş dönemdeki yansımalarını göstermesi, kentin mimari üslubunun ve geleneksel kimliğinin sürdürülebilmesi bakımından önem taşımaktadır. Geleneksel mimarideki anlayışın birebir aynısının yapılması, “geleneksele öykünme” olmayacak ve anlam çelişkisine yol açacaktır. Bu nedenle “geleneksele öykünme” sınırının korunması, konutun bağlamla kurduğu aidiyet ilişkisini güçlendirecektir. Çalışmanın amacı, tarihi bir çevrenin biçimsel kurgusunu tanımlayan tasarım dilindeki değişimin, göstergeler üzerinden çözümlenmesidir. Bu amaçla, Konya ili Sille ilçesinde yerleşim diline ait göstergelerin, bir yapı özelinde değerlendirilmesi yapılmıştır. Sonuç olarak, yapılan analizler doğrultusunda, Sille yerleşimine eklemlenen bu yapının, cephe bileşenleri bakımından bir Sille evi gibi davrandığı yani “geleneksele öykündüğü”; ancak kültürel ve yerel özelliğin sürdürülmesine katkı sağlayamadığı, hatta yaşam şartının, Sille’nin gündelik yaşam pratiklerinden çok daha farklı olduğu, iç mekan kurgusu bakımından “geleneksele öykünemediği” görülmüştür.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Eylül 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |