The
literature of Turkish social sciences sets up the relationship between space
and criminality in a quite sociologically pozitivist manner, relying on
causality and reductionism. This article thus aims to deconstruct this
relationship by a multidimensional perspective including socio-economic and
cultural ones but also without excluding the role of psychosocial processes. By
the case of Ankara’s district Altındağ, this paper suggests Loïc Wacquant’s
dispositional theory of action and sociology of advanced marginality in order
to understand the formative conditions of criminal agency. With the impact of
neoliberal global capitalism, while desocialised wage labour, functional
disconnection from macroeconomic trends, territorial stigmatisation, spatial
alienation, loss of hinterland and socio-symbolic fragmentation have all
aggravated poverty and deprivation in the Altındağ slums, they have also driven
informal and criminal sectors as a single alternative for the deprived
population. In these conditions, the subject’s encounters with criminal social
types is of significance in advanced marginalised slums/ghettoised neighbourhoods;
the psychosocial interaction between the stigmatised neighbourhood’s youths and
criminals renders possible the acquisition of the criminal subculture’s
peculiar bodily and mental dispositions. In short, we should have
multidimensional lenses to understand and explain criminal subjectivities
intensified within slum areas.
space Altındağ dispositional theory of action Criminality sociology of advanced marginality
Türkiye sosyal bilimler
yazınında mekân ve suçluluk arasındaki ilişki, sosyolojik pozitivist temelde,
nedenselliğe dayalı ve indirgemeci bir tarzda kurulmaktadır. Bu yazının amacı
mekân ve suçluluk arasındaki ilişkiyi psikososyal süreçleri de dışlamaksızın
sosyal, ekonomik ve kültürel olmak üzere çok boyutlu bir tarzda inşa etmektir.
Ankara’nın Altındağ ilçesi örneğinde, Loïc Wacquant’ın eğilimsel eylem teorisi
ve ileri marjinalite sosyolojisinin argümanları suçlu failliğin/aktörlüğün
oluşum koşullarını anlamak için ileri sürülmektedir. Neoliberal küresel
kapitalizmin etkisiyle, çöküntü mekanlarında ücretli emeğin sosyal vasfının
yitimi, makroekonomik bölgesel süreçlerden kopuş, bölgenin kamusal/sosyal
damgalanması, mekâna yabancılaşma, hinterland kaybı ve sosyo-sembolik
parçalanma gibi unsurlar yoksulluk ve yoksunluğu derinleştirirken enformel ve
kriminal sektörleri tek alternatif olarak öne çıkarmaktadır. Öte yandan, ileri
marjinalleşmeyle çöküntüleşen ve gettolaşan semtlerde suçlu sosyal tiplerin
mevcudiyeti önemlidir; damgalı mahallerin gençleri ile suçlu figürler
arasındaki psikososyal etkileşim ve karşılaşmalar, suçlu alt kültürünün kendine
özgü bedensel ve zihinsel eğilimler kümesinin edinim ve aktarımını mümkün kılan
önemli momentlerdir. Kısaca, çöküntüleşmiş mekanlardaki yoğunlaşmış suçluluk
hallerini anlama ve açıklamaya çalışırken lenslerimiz çok boyutlu olmak
durumundadır.
Suçluluk Altındağ eğilimsel eylem teorisi mekân ileri marjinalleşme sosyolojisi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 14 Mayıs 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 10 Sayı: 26 |