The relationship between the European Union (EU) and Türkiye is entrenched in a prolonged period of political stalemate, hindered by persistent tensions over democracy, the rule of law, the Cyprus issue, and Eastern Mediterranean disputes. This study analyzes how transport diplomacy serves as a strategic, supra-political channel for functional cooperation amidst this gridlock in traditional diplomatic channels. It argues that the technical and economic nature of transport infrastructure creates a unique space for engagement that transcends political fractures. Through initiatives like the Trans-European Transport Network (TEN-T), the Middle Corridor, and sustainable mobility projects, transport diplomacy fosters mutual interdependence and sustains a crucial line of dialogue between the parties. Despite the formal blockage of Chapter 14, the Transport Policy, due to political vetoes, Türkiye has successfully implemented numerous EU-funded transport projects, such as Marmaray and the Halkalı-Kapıkule Railway. This demonstrates a model of de facto integration where technical alignment in railways, maritime standards, and aviation safety continues unabated, driven by rational cost-benefit calculations and shared strategic interests. However, the analysis also identifies significant constraints, including EU member country specific quota restrictions on road haulage and visa issues for Turkish drivers, which act as practical barriers to deeper logistical integration. The findings position transport diplomacy as an indispensable “intermediary mechanism” that builds trust within the “project-based progress vs. chapter-based deadlock” dilemma. It concludes that while political obstacles prevent deep institutional integration, technical cooperation through transport remains one of the most resilient facets of the EU-Türkiye relationship. The study ultimately recommends leveraging this domain not merely for its infrastructural benefits but as a strategic foreign policy tool to maintain dialogue, capitalize on geostrategic connectivity opportunities post-Ukraine war, and pave the way for potential political normalization in the long term.
EU–Türkiye Relations Transport Diplomacy Functional Cooperation TEN-T Complex Interdependence
Avrupa Birliği (AB) ve Türkiye arasındaki ilişki, demokrasi, hukukun üstünlüğü, Kıbrıs meselesi ve Doğu Akdeniz anlaşmazlıkları gibi kalıcı gerilimler nedeniyle uzun süredir devam eden bir siyasi çıkmaz içindedir. Bu çalışma, geleneksel diplomatik kanalların tıkandığı bu ortamda ulaştırma diplomasisinin nasıl işlevsel bir iş birliği için stratejik, siyaset üstü bir kanal olarak hizmet ettiğini analiz etmektedir. Ulaştırma altyapısının teknik ve ekonomik doğasının, siyasi kırılmaları aşan benzersiz bir etkileşim alanı oluşturduğunu savunmaktadır. Trans-Avrupa Ulaştırma Ağı (TEN-T), Orta Koridor ve sürdürülebilir ulaşım projeleri gibi girişimler aracılığıyla ulaştırma diplomasisi, taraflar arasında karşılıklı bağımlılık oluşturmakta ve çok önemli bir diyalog hattını sürdürmektedir. Fasıl 14 Ulaştırma Politikasının siyasi vetolar nedeniyle resmen bloke edilmesine rağmen, Türkiye Marmaray ve Halkalı-Kapıkule Demiryolu gibi çok sayıda AB fonlu ulaştırma projesini başarıyla hayata geçirmiştir. Bu durum, rasyonel maliyet-fayda analizleri ve ortak stratejik çıkarlar tarafından yönlendirilen, demiryolları, denizcilik standartları ve havacılık güvenliğinde teknik uyumun aralıksız devam ettiği bir fiili entegrasyon modelini ortaya koymaktadır. Bununla birlikte, analiz, AB'nin bazı üye ülkeler özelinde karayolu taşımacılığına yönelik kota kısıtlamaları ve Türk sürücülerin vize sorunları da dahil olmak üzere daha derin lojistik entegrasyonun önünde pratik engeller oluşturan önemli kısıtlamaları da tespit etmektedir. Bulgular, ulaştırma diplomasisini, “proje bazlı ilerleme- fasıl bazlı tıkanma” ikilemi içinde güven inşa eden vazgeçilmez bir “ara mekanizma” olarak konumlandırmaktadır. Çalışma, siyasi engellerin derin kurumsal entegrasyonu önlediği sonucuna varırken, ulaştırma sektöründeki teknik iş birliğinin AB-Türkiye ilişkisinin en dirençli unsurlarından biri olmaya devam ettiğini ortaya koymaktadır. Çalışma nihayetinde, bu alanın sadece altyapı kazanımları için değil, aynı zamanda diyaloğu sürdürmek, Ukrayna savaşı sonrası ortaya çıkan jeostratejik bağlantısallık fırsatlarından yararlanmak ve uzun vadede olası bir siyasi normalleşmenin yolunu açmak için stratejik bir dış politika aracı olarak kullanılmasını önermektedir.
AB-Türkiye İlişkileri Ulaştırma Diplomasisi Fonksiyonel İş Birliği TEN-T Karmaşık Karşılıklı Bağımlılık
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Avrupa Birliği-Türkiye İlişkileri, Avrupa Çalışmaları |
| Bölüm | Makaleler |
| Yazarlar | |
| Yayımlanma Tarihi | 5 Kasım 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 3 Haziran 2025 |
| Kabul Tarihi | 20 Eylül 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 26 Sayı: Küresel Ticaret ve Türkiye’nin Ulaştırma Diplomasisi Özel Sayısı |