The novel coronavirus disease (COVID-19), which was declared as pandemic by the World Health Organization on 11 March 2020, has brought tourism activities to a halt on a global scale and accommodation sector has been one of the most affected areas of the pandemic. Within this period, a change has been observed in the functions and meanings of the second homes, which are generally used for recreational purposes and at limited times of the year. In this study, we aimed to understand this phenomenon in Turkey and to prepare a ground for the next studies by making an evaluation over its current and possible effects. In this context, offical restriction, the news in the press and the statements of local administrators in Turkey were evaluated. Second homes were seen as an escape place for people who want to be isolated and avoid disease in the early period of the COVID-19 pandemic in Turkey, which resulted in human mobility from city centers to the second homes in coastal, rural and mountain areas. This situation brought the risk of spreading the virus to different places and new measures have been taken. Plans for summer holidays, especially in domestic tourism, have started again with the easing of the restrictions in Turkey. However, due to the fact that the pandemic has not completely finished yet and the risk of the virus spreading again still prevails, the second homes presented as “zero contact” have received intense interest from consumers who want to have an isolated holiday. This demand brought serious price increases in second homes for both rent and sale in Turkey.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından 11 Mart 2020 tarihinde “küresel salgın” olarak ilan edilen Yeni Koronavirüs Hastalığı (COVID-19) küresel ölçekte turizm faaliyetlerini durma noktasına getirmiştir ve konaklama sektörü salgının en çok etkilediği alanlardan biri olmuştur. Bu süreçte, farklı motivasyonlarla sahip olunan, genellikle rekreatif amaçlarla ve yılın belirli dönemlerinde kullanılan ikinci konutların fonksiyonlarında ve anlamlarında bir değişim gözlenmiştir. Konuya giriş niteliğindeki bu çalışmada, salgın sürecinde ortaya çıkan bu değişimi Türkiye özelinde anlamak, olgunun mevcut ve muhtemel etkileri üzerinden bir değerlendirme yaparak sonraki çalışmalara bir zemin hazırlamak amaçlanmıştır. Bu kapsamda Türkiye’de resmi kurumlar tarafından salgını önlemek amacıyla getirilen kısıtlamalar, konuyla ilgili basın haberleri ve yerel yöneticilerin açıklamaları değerlendirilerek yorumlanmıştır. Türkiye’de salgının ortaya çıktığı ve yayılma hızının yüksek olduğu ilk dönemde ikinci konutlar; daha korunaklı, izole ve insanlar arası etkileşimin daha az olacağı düşüncesiyle bir “kaçış mekânı” olarak görülmüş ve birçok insanın riskli olarak gördüğü şehir merkezlerinden kıyılardaki, kırsal alanlardaki ve yaylalardaki ikinci konutlara gitmesiyle sonuçlanmıştır. Bu durum salgının farklı mekânlara yayılma riskini ve yeni önlemleri beraberinde getirmiştir. Normalleşme sürecinin ilk adımlarının atıldığı ve kısıtlamaların kısmen hafifletildiği yeni dönemde ise özellikle iç turizmde yaz tatiline yönelik planlar yeniden başlamıştır. Ancak hastalığın henüz tamamen bitmemiş olması ve virüsün yayılımının yeniden hızlanması riski sebebiyle, “sıfır temas” konseptli ikinci konutlar izole tatil yapmak isteyen tüketicilerin yoğun ilgisiyle karşılaşmıştır. Bu talep hem kiralık hem de satılık ikinci konutlarda ciddi fiyat artışlarını da beraberinde getirmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Beşeri Coğrafya |
Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALESİ |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Temmuz 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 42 |