This study aims to assess the impact of participatory mapping on socio-ecological resilience strategies developed in response to water crises through three specific case studies in the Philippines, Kenya and India. In a context where water crises are shaped not only by physical scarcity, but also by historical inequalities, governance failures and inequities in access to information, participatory mapping stands out as a multi-faceted intervention tool. Based on a qualitative multiple case study design, this research uses secondary data sources to analyse the relationships between knowledge production processes, community-based forms of governance and demands for spatial justice through an interdisciplinary approach. The findings show that participatory mapping is not only a technical tool for spatial data production, but also a transformative method that enables the recognition of local knowledge systems, the inclusion of community actors in decision-making processes, and the politicisation of resilience mechanisms developed in response to environmental vulnerability. The study therefore demonstrates that participatory mapping provides a strong analytical and practical basis for building more equitable, inclusive and resilient water governance structures.
Participatory Mapping Socio-Ecological Resilience Spatial Justice Water Governance Critical Geography
Bu çalışma, Filipinler, Kenya ve Hindistan’da yürütülen üç özgün örnek olay üzerinden, katılımcı haritalama yönteminin su krizlerine karşı geliştirilen sosyo-ekolojik esneklik stratejileri üzerindeki etkisini değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Su krizlerinin yalnızca fiziksel kıtlıkla değil; aynı zamanda tarihsel eşitsizlikler, yönetişim yetersizlikleri ve bilgiye erişim adaletsizlikleriyle şekillendiği bir bağlamda, katılımcı haritalama çok katmanlı bir müdahale aracı olarak öne çıkmaktadır. Nitel çoklu vaka çalışması tasarımına dayanan bu araştırma, ikincil veri kaynaklarına başvurarak bilgi üretimi süreçleri, topluluk temelli yönetişim biçimleri ve mekânsal adalet talepleri arasındaki ilişkileri disiplinler arası bir yaklaşımla analiz etmektedir. Bulgular, katılımcı haritalamanın yalnızca mekânsal veri üretimi sağlayan teknik bir araç değil; aynı zamanda yerel bilgi sistemlerinin tanınmasını, topluluk aktörlerinin karar alma süreçlerine dâhil edilmesini ve çevresel kırılganlıklara karşı geliştirilen dayanıklılık mekanizmalarının politikleştirilmesini mümkün kılan dönüştürücü bir yöntem olduğunu göstermektedir. Çalışma, bu nedenle katılımcı haritalamanın su yönetiminde daha adil, kapsayıcı ve esnek yapılar kurma yolunda güçlü bir analitik ve pratik zemin sunduğunu ortaya koymaktadır.
Katılımcı Haritalama Sosyo-Ekolojik Esneklik Mekansal Adalet Su Yönetişimi Eleştirel Coğrafya
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Çevresel Coğrafya, Ekoloji, Sürdürülebilirlik ve Enerji |
| Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALESİ |
| Yazarlar | |
| Yayımlanma Tarihi | 29 Eylül 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 23 Nisan 2025 |
| Kabul Tarihi | 9 Eylül 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 56 |