Skolastik iktisatçılarının etkisi, tüccara mal alıp satabilmesi için önemli bir serbestliği sağlamış olmasıdır. Kilise de, adil fiyatı geçerli pazar fiyatı haline getirerek uygulamada ticarete izin vermiş, ılımlı kârlar tamamıyla meşru görülmüş, kişiler arası anlaşmalara da pek fazla sınırlama getirmemiştir. Skolastikler tefeciliği gayet açık bir şekilde tanımlamışlardır, anaparayı aşan her ödeme tefeciliktir. Protestanlara göre, tamahkârlık ve açgözlülük, en az katolikler kadar günahkârlık olarak görülmüş; insanın bu dünyadaki yaşamındaki gerçek maksadının, öbür dünyada kurtuluşu sağlamak olduğu vurgulanmıştır. Servete yönelik genel bir uzlaşıya ulaşılmıştır. Puritan’a göre, zenginliklerin içinde kötülük bulunmamaktadır. Gerçekten de servet, Tanrı lütfunun işareti olarak görülmüş, bir kimsenin mesleğinde ulaştığı başarı da seçilmişliğinin kanıtı olarak kabul edilmiştir. Oysa puritanın tefeciliğe karşı tutumu, pek çok yönden katolik ilahiyatçılara göre çok daha katıdır. Zira kilise, garanti ve ortaklığı beraberinde getiren üçlü sözleşmenin bağıtlanmasına izin vermiştir. Bağıtlanan bu üçlü sözleşmede, üç ayrı anlaşma bir arada bulunmakta; ortaklık kurulmakta, anaparanın belirli miktarlarda kâra katılımı sağlanmakta, yatırımdan belirli bir miktardaki kâr alınması garanti edilmektedir.
Bölüm | Sayı |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Ekim 2014 |
Gönderilme Tarihi | 17 Mayıs 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Cilt: 5 Sayı: 3 |