The wave of uprising, which began in Tunisia in
2010 as a reaction against administration and spread to the Middle East and
North Africa countries, forced the regional actors to redefine their foreign
policies. This uprising wave and demand for change are called as Arab Spring.
In the framework of the conditions of the Arab Spring, Power was overthrown, as
a result of demonstrations in Tunisia and Egypt and foreign intervention
alongside the demonstrations in Libya. As in the case of Syria, in some places,
civil wars, which lasted for years and still remain unsolved, have been
revealed. The desire to be the dominant power in the region and subsequent
shifts and the process of conversion carefully, Turkey and Iran were intended
to be a model country for the countries that experienced the Arab Spring. The
tensions between the two countries, which were trying to be effective, were
observed due to the overlap of their national and international interest. In
this framework, this work primarily aims to give general information about the
Arab Spring and discuss the politics of Turkey and Iran across the region
states and each other.
2010 yılında Tunus’ta yönetime karşı tepki
olarak başlayan ve kısa sürede Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerine yayılan
ayaklanma dalgası, bölgesel aktörlerin dış politikalarını yeniden
tanımlamalarını gerektirmiştir. Bu
ayaklanma dalgası ve değişim talepleri Arap Baharı olarak adlandırılmıştır.
Arap Baharı’nın ortaya koyduğu koşullar çerçevesinde bazı ülkelerde büyük çaplı
gösteriler gerçekleşmiş; Tunus, Mısır gibi bazı ülkelerde gösteriler sonucu,
Libya’da ise gösterilerle birlikte dış müdahale sonucu iktidarlar devrilmiştir.
Suriye örneğinde olduğu gibi ise bazı yerlerde de yıllarca süren ve hala
çözümsüzlüğünü koruyan iç savaşlar ortaya çıkarmıştır. Bölgenin başat gücü
olmayı arzulayan ve yaşanan değişim ve dönüşüm sürecini dikkatle izleyen
Türkiye ve İran, Arap Baharı’nın yaşandığı ülkeler için kimi zaman bir model
ülke olarak gösterilmiştir. İki ülke de Arap Baharı’nın çıkarlarına uygun bir
şekilde biçimlenmesini istemişlerdir. Etkin olmaya çalışan iki ülkenin
karşılıklı ilişkilerinde ulusal ve uluslararası çıkar çakışmalarından dolayı
kimi zaman gerilimler de gözlenmiştir. Bu çerçevede çalışma, Arap Baharı ve
gelişim sürecine dair bilgiler verdikten sonra Türkiye ve İran’ın Arap
Baharı’na yaklaşımı ve beklentileri, Arap Baharı’ndan etkilenen ülkelere ve
birbirlerine yönelik politikalarını ele almayı amaçlamaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Ocak 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 2 Sayı: 1 |
International Journal of Economics, Politics, Humanities & Social Sciences – IJEPHSS Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.