Yugoslavya, Sovyetler ile olan göbek bağına rağmen Soğuk Savaş döneminde iki kutuplu dünyanın üçüncü bir tarafı olmasıyla ve Güney Slavlarını aynı çatı altına toplayabilmesiyle uluslararası toplumda saygınlık kazanmıştır. Geliştirdiği sosyalist özyönetim sistemi ile uzun yıllar varlığını sürdürebilmiş olsa da 1980’li yıllardan itibaren değişen ekonomik ve siyasi konjonktüre uyum sağlayamamıştır. Yugoslavya, bu yıllarda tüm dünyayı etkileyen krizlerden SSCB ile birlikte en büyük yarayı alan devletlerden biridir. Sınırlar içerisindeki her bir halk 20. yüzyılın son büyük savaşlarına tanıklık etmiş, modern dönemde savaşların ne kadar yıkıcı olabileceği herkese bir kez daha göstermiştir. Siyasi dönüşümün getirdiği bağımsızlık hareketlerinin yanında yeni iktisadi düzene uyum sağlama çabası, bu dönemlerde geçiş ekonomisi sürecini de beraberinde getirmiştir. Bu çalışma, Yugoslavya’nın sancılı ekonomik geçiş sürecinin Yugoslavya’ya olan ekonomik ve toplumsal maliyeti üzerine yönetilen sorular sonucu ortaya çıkmıştır. Konu ile ilgili yapılan literatür taramasında Yugoslavya’da yaşanılan sosyal ve siyasi krizlerin, ekonomik nedenler ile bağlantısının kopuk olduğu ve özyönetim sürecinin etkisinin üzerinde yeterince durulmadığı fark edilmiştir. Bu nedenle çalışmada, özyönetim süreci ve diğer iktisadi gelişmelerin geçiş sürecine etkileri, siyasi ve toplumsal dinamiklerle birlikte değerlendirilmiştir. Ülkelerin yaşadığı geçiş sürecinin geçmişe dayanan kökenleri ortaya konulmuş ve nihayetinde gelinen noktaya ilişkin güncel bilgiler sunulmuştur. Çalışma, geçiş sürecinin ülkelerin ayrılma sonrasındaki yaşadığı ekonomik ve toplumsal süreci doğrudan belirlediği savını öne sürmektedir.
Yugoslavya geçiş ekonomisi sosyalist özyönetim sistemi Josip Broz Tito Yugoslavia transition economy socialist self-management system
Despite its umbilical cord with the Soviets, Yugoslavia gained prestige in the international community by being a third party of the bipolar world during the Cold War and gathering the South Slavs under the same roof. Although it has survived for many years with the socialist self-government system it has developed, it has not been able to adapt to the changing economic and political conjuncture since the 1980s. Yugoslavia, together with the USSR, is one of the states that suffered the most from the crises that affected the whole world in these years. Every people within the borders has witnessed the last great wars of the 20th century and has shown once again how devastating wars can be in the modern era. In addition to the independence movements brought by the political transformation, the effort to adapt to the new economic order brought the transition economy process with it in these periods. This study has emerged as a result of questions directed at the economic and social cost of Yugoslavia's painful economic transition process. In the literature review on the subject, it was noticed that the social and political crises experienced in Yugoslavia were disconnected from economic reasons and the effect of the self-government process was not emphasized enough. Therefore, in this study, the effects of self-government and other economic developments on the transition process were evaluated together with political and social dynamics. The historical origins of the transition process experienced by the countries are revealed, and up-to-date information on the point reached at the end is presented. The study argues that the transition process directly determines the economic and social process that countries experience after secession.
Josip Broz Tito Yugoslavia transition economy socialist self-management system
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Ekonomi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Geçiş Ekonomilerinin 30. Yılı Özel Sayısı |
International Journal of Economics, Politics, Humanities & Social Sciences – IJEPHSS Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.