The fairy tale genre has a deep-rooted history in Turkish literature as well as in world literature. According to the information obtained from written sources, the oldest examples of the genre appear in the texts of the Uyghur period (Altun Yaruk, Prince Kalayanamkara and Papamkara, Kuanşi im Pusar etc.). Some of the names that pioneered scientific studies on the fairy tale genre in Turkey are: Pertev Naili Boratav, Mehmet Kaplan, Bilge Seyidoğlu, Saim Sakaoğlu, Umay Günay etc.
Fairy tales, just like other folklore products, have been the study material of different theories. One of these theories is the psychoanalytic theory, the foundations of which were laid by Sigmund Freud. Psychoanalysis, which includes treatment practices for mental disorders, is initially applied by expressing the thoughts in the patient's mind without filtering them and these thoughts are interpreted by the expert. In the later phase of his work, Freud developed the idea that neuroses were linked to sexuality. During this period, he introduced concepts such as dream, symbol, libido theory, and oedipal complex. Carl Gustav Jung, one of Freud's students, revealed the concept of the collective unconscious and came to the conclusion that this concept did not contain sexuality.
The basic concepts of Psychoanalytic Theory used in our study are anima, animus, persona. Anima is the unconscious, feminine side of men. Animus, on the other hand, is the unconscious masculine aspect found in women, as the opposite of anima. Persona, on the other hand, acts as a mask used by the individual to hide his true identity from society.
Researchers who were followers of Freud worked to reveal the hidden meanings of folklore products and analyze the symbols. These names include E. Jones, G. Rohem and E. Fromm. Unlike Freud, the Jung School turned from the personal unconscious to the collective unconscious. In this theory, which is based on the reproduction of myth elements existing in social memory, the first examples mentioned are called archetypes. Archetypes are shared by all members of society.
Although Freud, Wundt and Jung schools approach the subject from different angles, they basically agree that folklore products are creations of the subconscious. The fact that fairy tales have a large place in the application field of psychoanalytic theory is related to the fact that fairy tales give a wide place to dreams and images. In this context, in our study, the fairy tale named "Father of Six Girls", which Pertev Naili Boratav identified in his work titled Az Gittik Uz Gittik, during the compilations he had made by the students of Ankara Language and History and Geography Faculty between 1939 and 1947, was evaluated in accordance with psychoanalytic theory and the symbol analyzes detected in the text. It was made in accordance with this theory.
Masal türü, dünya edebiyatında olduğu kadar Türk edebiyatında da oldukça köklü bir geçmişe sahiptir. Yazılı kaynaklardan ulaşılan bilgilere göre Uygur dönemi metinlerinde (Altun Yaruk, Prens Kalayanamkara ve Papamkara, Kuanşi im Pusar vd.) türün en eski örnekleri karşımıza çıkmaktadır. Türkiye’de masal türü üzerine bilimsel çalışmalara öncülük eden bazı isimler ise şunlardır: Pertev Naili Boratav, Mehmet Kaplan, Bilge Seyidoğlu, Saim Sakaoğlu, Umay Günay vd.
Masallar, tıpkı diğer halk bilimi ürünleri gibi, farklı kuramların inceleme malzemesi olmuştur. Bu kuramlardan biri de Sigmund Freud tarafından temelleri atılan psikanalitik kuramdır. Ruhsal rahatsızlıklar için tedavi uygulamalarını barındıran psikanaliz, başlangıçta hastanın aklından geçen düşünceleri hiçbir süzgeçten geçirmeden dile getirmesi, bu düşüncelerin uzman kişi tarafından yorumlanması yoluyla uygulanmaktadır. Freud çalışmasının sonraki safhasında nevrozların cinsellikle bağlantılı olduğu fikrini geliştirmiştir. Bu dönemde rüya, sembol, libido kuramı, ödipal karmaşa gibi kavramları ortaya atmıştır. Freud’un öğrencilerinden Carl Gustav Jung, kolektif bilinçaltı kavramını ortaya çıkarır ve bu kavramın cinsellik içermediği sonucuna ulaşır.
Psikanalitik Kuram’ın çalışmamızda kullanılan temel kavramları anima, animus, persona’dır. Anima erkekte bulunan bilinç dışı, kadınsı yandır. Animus ise animanın tam tersi olarak kadında bulunan bilinç dışı eril yöndür. Persona ise bireyin gerçek kimliğini toplumdan gizlemek amacıyla kullandığı maske vazifesi görür.
Freud’un takipçisi olan araştırmacılar halk bilimi ürünlerinin gizli anlamlarını açığa çıkarmak, sembolleri çözümlemek için çalışmıştır. Bu isimler arasında E. Jones, G. Rohem ve E. Fromm sayılabilir. Jung Okulu, Freud’dan farklı olarak kişisel bilinçaltından kolektif bilinçaltına yönelmiştir. Toplumsal bellekte mevcut olan mit ögelerinin yeniden üretilmesini esas alan bu kuramda, bahsedilen ilk örneklere arketip adı verilmektedir. Arketipler toplumun tüm bireyleri tarafından paylaşılmaktadır.
Freud, Wundt, Jung okulları konuya farklı açılardan yaklaşsa da temelde halk bilimi ürünlerinin bilinçaltı yaratmaları olduğu görüşünde hemfikirdir. Psikanalitik kuramın uygulama sahası içinde masalların geniş yer tutması, masalların düş ve imgelere geniş yer vermesiyle ilgilidir. Bu bağlamda çalışmamızda Pertev Naili Boratav’ın Az Gittik Uz Gittik adlı çalışmasında, Ankara Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi öğrencilerine 1939-1947 yıllarında yaptırdığı derlemeler sırasında tespit ettiği “Altı Kız Babası” isimli masal, psikanalitik kurama uygun şekilde değerlendirilmiş ve metinde tespit edilen sembol çözümlemeleri bu kurama uygun şekilde yapılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Edebi Çalışmalar (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 1 Haziran 2024 |
Kabul Tarihi | 19 Eylül 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 10 Sayı: 23 |
Uluslararası Beşeri Bilimler ve Eğitim Dergisi
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY-NC-ND 4.0) ile lisanslanmıştır.