Spelling of Persian phrases in some Cönk texts written in the 19th century is discussed in this study. As is known, a relative ‘i’ is presupposed amongst the Persian phrases which are written with Arabic letters. Yet, these presupposed letters of ‘i’ aren’t marked; in limited applications if the first element of the phrase finishes with (ﻪ/ﻩ), (ﺀ) is added to the upper part of the letters and if the first element finishes with (ū) and (ā) are added (ﻯ) after these long vowels. Researchers that translate the texts which have Arabic letters to Latin letters make these presupposed ‘i’ letters visible in Latin spelling. Except that general view, nevertheless, during Ottoman Turkish period some extraordinary cases of Phrasal i draws attention in some texts. In other words, appearance of Persian phrases in Ottoman Turkish texts aren’t monotype. Examining the Persian phrases in Ottoman Turkish, therefore, in this study it’s aimed to determine the spelling differences in phrases. Considerations related to Persian phrases are realized through two Cönk texts - dates back to 19th century- with the registration number of 51 & 151 in the National Library. At first, Persian phrases which vary in spelling in both Cönk texts are arranged and the ones written in Ottoman Turkish spelling are excluded. Accordingly, spelling specifications of Persian phrases are analysed in four categories; written with y (ﻯ), some cases with y (ﻯ), and sometimes with u/ü (ﻭ), written with u/ü (ﻭ) and both with y (ﻯ) and hiatius (ﺀ). These different spelling features of Persian phrases in the analysed Cönk texts both could be considered the reflection of spoken language on the written language in that period (19th century) and could be the misspelling of the writers since they were not qualified, written with their accent and have a desire to write as they speak. In this study, it’s regarded that our notice of determinations about the spelling of Persian phrases will not only contribute us to have an idea of spelling rules of that period but also the features of oral language.
Bu çalışmada 19. yüzyılda yazılmış bazı cönklerdeki Farsça tamlamaların imlası üzerinde durulmuştur. Bilindiği üzere Arap harfli metinlerde Farsça tamlamalarda, sözcüklerin arasında genellikle izafet i’si olduğu varsayılır. Ancak bu i’ler genellikle imla bakımından işaretlenmez; işaretlendiği sınırlı durumlar, tamlamanın birinci unsurunun güzel h (ﻪ/ﻩ) ile bittiği durumlarda bu harfin üzerine hemze işareti (ﺀ) konulması ve birinci unsurun uzun u (ū) ve uzun a (ā) ile bittiği durumlarda bu uzun ünlülerden sonra bir y (ﻯ) harfinin getirilmesidir. Arap harfli metinleri, Latin harflerine aktaran araştırmacılar, Arap harfli metinlerde genellikle varsayımsal olan bu i’leri Latin harfli metinlerde görünür kılmaktadırlar. Ancak Osmanlı Türkçesi döneminde bu genel görünümün dışında bazı metinlerde tamlama i’siyle ilgili daha farklı durumlar da dikkati çekmektedir. Başka bir deyişle, Osmanlı Türkçesi metinlerindeki Farsça tamlamaların görünümü tek tipli değildir. Dolayısıyla bu çalışmada, Osmanlı Türkçesindeki Farsça tamlamalar incelenerek tamlamaların imlasındaki bu “farklı”lıkların tespit edilmesi amaçlanmaktadır. Farsça tamlamalar ile ilgili değerlendirmeler, Milli Kütüphane’de 51 ve 151 kayıt numaralı 19. yüzyıla ait iki cönk metni üzerinden yapılmıştır. Çalışmada, öncelikle, iki cönk metnindeki “farklı” imla özelliği gösteren Farsça tamlamalar sıralanmış, Osmanlı Türkçesinin “bilinen” imlası ile yazılan kullanımlara yer verilmemiştir. Buna göre, Farsça tamlamaların imla özellikleri; y (ﻯ) ile yazılanlar, bazen y (ﻯ), bazen de u/ü (ﻭ) ile yazılanlar, u/ü (ﻭ) ile yazılanlar ve hem y (ﻯ) hem de hemze (ﺀ) ile yazılanlar olmak üzere dört başlık altında incelenmiştir. İncelenen cönk metinlerinde yer alan Farsça tamlamalardaki bu “farklı” imla özellikleri, dönemin (19. yüzyıl) konuşma dilinin yazılı dile yansıması olarak düşünülebileceği gibi cöngü hazırlayan kişi/kişilerin eğitim düzeyleri nedeniyle imlayı yeterli oranda bilmemeleri, kendi ağız özellikleri ve telaffuz özelliklerini imlaya yansıtmaları ya da duydukları ve konuştukları biçimde yazmak istemeleri vb. biçiminde açıklanabilir. Bu çalışmada, Farsça tamlamaların imlası ile ilgili tespitlerin, dönemin imla uygulamaları hakkında olduğu kadar sözlü dil özellikleri hakkında da fikir sahibi olunmasına katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türk Dili ve Edebiyatı (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 5 Sayı: 2 |