Throughout history, people have had to leave their homelands because of wars, firefights, violence and oppression. The fact that people are made to leave their countries makes the refugee issue a serious problem worldwide. Refugees experience many problems in social, economic and cultural spheres. Children, however, are the most affected ones. Inadequacy of the education they get or a total deprivation of that will make them confront some more significant and serious problems in coming years. The aim of this study is to specify the pedagogical approaches of elementary teachers for primary refugee students. General scanning model in quantitative research design was used in this research. This research was conducted to 182 elementary teachers working in İzmir city center in 2015-2016 education periods. The data was collected by one dimensional survey developed by researchers. Internal validity index of the survey consisting 25 items was calculated as 0,95. For the data analysis, t test, frequency and percentage were used. According to the findings of this study, one third of the elementary teachers have stated that they have refugee children in their classes and the majority of the elementary teachers, (%74,7) have declared that they don’t have any knowledge regarding the education of refugee children. Also it is stated that the majority of the elementary teachers that participate in this study (%83,0) believe that refugee children cannot carry out their education without any problem. This reveals that teachers of refugee children in İzmir are ineligible. Thereby, it is suggested that in-service training activities regarding the education of refugee children be arranged for elementary teachers.
Uzun yıllar insanlar zulüm, silahlı çatışma ve şiddet olayları yüzünden yurtlarını terk etmek
zorunda kalmışlardır. İnsanların zorla yerlerinden ayrılmaları bütün dünyada mülteciliği ciddi
bir sorun haline getirmiştir. Mülteciler, ekonomik, sosyal, kültürel vb. birçok alanda sorunlar
yaşamaktadır. Mülteciler içinde ise en çok etkilen çocuklardır. Onların eğitim süreçlerinin
yetersiz veya bu süreçten tamamen mahrum kalması, ilerleyen yıllarda daha önemli ve ciddi bir
sorunla da karşı karşıya kalmalarına neden olmaktadır. Araştırmanın amacı, ilkokula giden
mülteci çocuklara yönelik sınıf öğretmenlerinin pedagojik yaklaşımlarını belirlemektir.
Araştırmada nicel araştırma deseninde genel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırma, 2015-16
eğitim öğretim yılında İzmir il merkezinde görev yapan 182 sınıf öğretmenine yapılmıştır. Veri
toplama aracı olarak araştırmacılar tarafından tek boyutlu olarak geliştirilen bir anketle veriler
toplanmıştır. 25 maddeden oluşan anketin iç tutarlık katsayısı 0,95 olarak hesaplanmıştır.
Verilerin çözümlenmesinde yüzde, frekans ve t testi kullanılmıştır. Araştırma bulgularına göre,
sınıf öğretmenlerinin yaklaşık 1/3’ünün sınıfında mülteci çocuk bulunduğu belirlenirken
öğretmenlerin büyük bir çoğunluğu (%74,7) mülteci çocukların eğitimlerine ilişkin herhangi bir
eğitimleri olmadığı yönünde görüş bildirmişlerdir. Ayrıca araştırmada öğretmenlerin büyük bir
çoğunluğunun (%83,0) mülteci çocukların eğitimlerini sorunsuz bir şekilde
gerçekleştiremeyeceklerine inandıkları belirlenmiştir. Bu durum İzmir ilinde ilkokula giden
mülteci çocukların öğretmenlerinin bu konuda yetersiz olduğunu ortaya çıkarmaktadır. Buna
göre sınıf öğretmenlerine mülteci çocukların eğitimine yönelik hizmet içi eğitim kurslarının
düzenlenmesi önerilmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 7 Aralık 2015 |
Gönderilme Tarihi | 7 Aralık 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 |
İndeksler / Indexes
tarafından dizinlenmekte,
TÜBİTAK/ULAKBİM(TR) SBVT tarafından izlenmektedir.
Dergimizde yayımlanan makaleler, aksi belirtilmediği sürece, Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası (CC BY 4.0) ile lisanslanır. Dergiye yayımlanmak üzere metin yollayan tüm yazar ve çevirmenlerin, gönderdikleri metnin yegâne telif sahibi olmaları ya da gerekli izinleri almış olmaları beklenir. Dergiye metin yollayan yazar ve çevirmenler bu metinlerin CC BY 4.0 kapsamında lisanslanacağını, aksini sayı editörlerine en başında açıkça beyan etmedikleri müddetçe, peşinen kabul etmiş sayılırlar.