Uluslararası terörizmin doğasında Soğuk Savaş sonrası dönemde önemli bir dönüşümün yaşandığı konusunda, terörizmin ne olduğuna ilişkin kavramsal ve hukuki tartışmaların aksine, neredeyse genel bir uzlaşı sağlanmıştır. Söz konusu dönüşüme dair tespitin iki temel dayanağı olduğu söylenebilir. Bunlardan ilki, kullandığı araçlar ve uyguladığı yöntemlere bağlı olarak terörizmin yıkım kapasitesinde gerçekleşen muazzam artıştır. İkinci husus ise ‘yeni’ ya da ‘modern’ olarak da tanımlanan bu dönemin terör hareketlerinin taşıdığı dini motiflerdir. Özellikle İslami motiflerle hareket eden örgütlerin ön planda olduğu dikkat çekmektedir. Çalışmada öncelikle söz konusu yapıların analizi için İslam dinin bizatihi kendisinin bir teolojik zemin oluşturmadığı savı teyit edilmektedir. Radikalizmi ve şiddeti mümkün kılmak ve meşrulaştırmak maksadıyla içinde dini ögelerin de içinde bulunduğu tuhaf bir ideolojik formülasyon dikkat çekmektedir. Bu açıdan bakıldığında, terörizmin yeni yüzünde dini unsurların oynadığı rol, aslında herhangi bir başka ideolojininkinden çok da farklı değildir. Dolayısıyla terörizmle mücadele açısından bakıldığında hala ve daima alt edilmesi gereken asıl düşmanın bizatihi terörizmin kendisi olduğu açıktır. Her ne kadar günümüzde İslami motiflerin ön planda olduğu bir dinci terör dalgasıyla muhatap olsak da tıpkı geçmişte olduğu gibi uluslararası politikanın veya sistemin yapısında meydana gelecek değişimlere bağlı olarak terörizmin ileride karşımıza yeni bir yüzle çıkacağı açıktır.
Terör Uluslararası Terörizm Dini Motivasyonlu Terör Selefizm Dinci Radikalizm
Unlike the conceptual and judicial debates on the definition of terror, consensus that there has been significant transformation in the nature of international terrorism after the Cold War has grown. There are two possible reasons for this. Firstly, a change in the means and methods applied by terrorists has considerably increased terrorism’s destructive capacity. Secondly, religious motives that can be defined as ‘new’ or ‘modern’ have been adopted by some contemporary terrorist movements. In this regard, terrorist groups motivated by Islam have been particularly prominent. In order to analyse such structures, the present study demonstrates that Islam itself does not in fact provide a theological justification for such organisations. Peculiar ideological formulations that include some religious components have enabled and legitimized radicalism and radical violence. Seen this light, there is little difference between the roles of these religious components and those of any other ideology in the new terroristic structures. It is therefore evident that counter-terrorism must always regard the phenomenon of terrorism itself as the real enemy. Even though religious terror driven by Islamic motives has currently achieved particular prominence, it is clear that terrorism would adapt itself to any future alterations in the structure of international politics and the global system, just as it has in the past.
Terror International Terrorism Religiously Motivated Terror Salafism Religious Radicalism
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 13 Temmuz 2017 |
Gönderilme Tarihi | 20 Ocak 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 10 Sayı: 1 |
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Bu sitedeki eserler Creative Commons Attribution 4.0 International license ile lisanslanmıştır.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------