Öz
Geniş izleyici kitlesine sahip olan televizyon dizileri, gerçek yaşam öykülerinden esinlenmiş olsa da olmasa da senaristlerin hayal gücü, yönetmenin çekim teknikleri ile izleyiciyi ekrana bağlama özelliğine sahiptir. Toplumsal olaylar, kültürel çeşitlilik gibi alanlardan beslenen özellikle dram türündeki dizilere son zamanlarda “Gerçek hayat hikâyelerinden uyarlanan” spotuyla başlayan yenileri eklenmiştir. Çalışmanın amacı, gerçek yaşam öykülerinin uyarlaması olan ve son yıllarda televizyon kanallarında kendine yer bulan dramatik dizi yapımlarına genel bir çerçeve çizerek, tele-klinik olarak nitelendirilen bu dizilerde, ‘gerçekliğin’ nasıl sunulduğunu ve izleyicinin bunu nasıl alımladığını ortaya koymaktır. Bu bağlamda çalışma mizansen analizi ve yarı yapılandırılmış görüşme gibi nitel araştırma yöntemleri ışığında gerçekleştirilmiştir. Çalışma, tele-klinik olarak adlandırılan ve gerçek yaşam öykülerine dayanan “Kırmızı Oda” dizisinde hangi kodlar aracılığıyla ‘gerçeklik’ algısının yaratıldığı sorunsalına odaklanmaktadır. Mizansen analizi neticesinde, gerçek yaşamdan esinlenen senaryoya ek olarak yakın plan çekimi, oyuncu seçimi, ‘doğallık’ (makyaj, kostüm, konuşma, vb.) ve psikolojik vurgu gibi destekleyici unsurlar aracılığıyla ‘gerçeklik’in manipüle edildiği; izleyici görüşmeleri sonucunda ise en çok hikâyenin, kısmen de oyunculukların ‘gerçekliğin’ alımlanmasında etken olduğu bulgularına ulaşılmıştır.
Televizyon Gerçeklik Mizansen Kırmızı Oda Tele-klinik Diziler
Abstract
Television series, which have a wide range of audience, have the ability to connect the audience to the screen with the imagination of the screenwriters and shooting techniques of the director whether they are inspired by real life stories or not. New TV series starting with a spot “adapted from real life stories” have recently been added especially to dramas which are fed from such areas as social events and cultural diversity. The aim of this study is to reveal how ‘reality’ is presented and how it is perceived by the viewer in these series which are described as tele-clinical by drawing a general framework for dramatic series productions which are adaptations of real life stories and which have been appearing on TV channels in recent years. In this context, the study has been carried out in the light of qualitative research methods such as mise-en-scene analysis and semi-structured interview. The study focuses on the problematic through which codes the perception of 'reality' is created in the series “Kırmızı Oda/Red Room” which is called as a tele-clinical series and which is based on real life stories. As a result of the mise-en-scene analysis; it has been observed that, in addition to the scenario inspired by real life, ‘reality’ is manipulated through supportive elements such as close-up shooting, casting, ‘naturalness’ (make-up, costume, speech, etc.) and psychological emphasis. Meanwhile; as a result of the audience interviews, it has been observed that the story, mostly, and acting, partly are the factors that affect the perception of ‘reality’.
Television Reality Mise-en-scene Kırmızı Oda/Red Room Tele-clinical Series
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İletişim ve Medya Çalışmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 21 Mayıs 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 56 |