Vatandaşların devlete karşı güven beslemeleri ve kendi kişiliklerini korkusuzca geliştirebilmeleri, ancak hukuki güvencenin sağlandığı bir hukuk devleti sistemi içinde mümkündür. Özel hayatın gizliliğinin korunmasına ilişkin yapısal düzenleme ve uygulamalar, hukuk devletinin işlevselliğinin doğal bir yansımasıdır. Bu yapı, bir yandan sağlıklı bir zeminde ilerleyen birey devlet ilişkisini desteklerken, diğer yandan halkın yönetime katılımını sağlamakta ve hukuk devletinin varlığına anlam kazandırmaktadır. Çağdaş demokrasilerde kamu hayatının açıklığı ve özel hayatın gizliliği ilkelerinin varlığı kadar anlamlı olan, bu ilkelerle onların çatışma halinde olabileceği diğer değerler arasında başarılı bir “denge” kurulmasıdır. Sağlanacak bu dengenin başarısı da, günümüzde boyut değiştiren ve asimetrik sonuçlar doğuran risklerin gerçekleşmeden önlenmesinde saklıdır.
Çalışmada, özellikle son dönemde yaşanan olayların yarattığı risklerin önlenmesinde kullanılan yöntemlerin özel hayatın korunması açısından taşıdığı değer ve kurumların birey-devlet ilişkileri açısından üstlendiği sorumluluklar halkla ilişkiler çerçevesinde değerlendirilmeye çalışılacaktır
It would be possible for citizens to have trust in the state and develop their personality freely only in a constitutional state where legal assurance is provided by a state of law. Structural regulations and practices towards the protection of private life are natural reflections of the functionality of the state of law. This structure, not only supports the relationship between individual and the state in a healty ground but also ensures public participation to governance and thus adds a meaningful value to the presence of the state of law. In contemporary democracies, establishing a successful “balance” between principles and other values that may conflict with these principles is as much important and meaningful as the transparency of the public life and the existence of principles regarding the right of privacy. The success of this balance lies in the ability to prevent the risks that change dimensions today and generate assymetrical consequences beforehand.
In the study, the value of methods used in preventing the risks triggered by recent events in the context of protecting private life and the responsibilities of institutions with regards to the relationship between the individual and the state is questioned from the perspective of public relations.
Democracy Security Public Relations Privacy of the Individual’s Life
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İletişim ve Medya Çalışmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2015 |
Gönderilme Tarihi | 25 Eylül 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Sayı: 41 |