In this study, the ways and ways in which people interact with each other in urban life are examined in terms of public transportation space. Big cities are places where people from various geographies, cultures, ethnic, religious and professional differences come together and try to create, recreate and maintain the culture of living together. The meeting place of urban residents, who embody all these differences and can be separated from each other due to urban segregation, is public spaces. Public transportation vehicles, as a public space, are quite inclusive in the context of interacting citizens, as a place that includes all genders, where people traveling between different neighborhoods come together and thus allow class/cultural transition. This situation may lead to the formation of a communication environment and a richer structure of the content of this communication. Therefore, this study aimed to investigate the nature of communication, the place of individuals in their daily lives and the potential for impact in buses, which are an important meeting place in the city. For this purpose, in-depth interviews were conducted with 30 people residing in different districts of Ankara, half of whom were women and half men, from three different age groups, between the ages of 19-79. As a result of these interviews, the citizens who come together in public transportation, on the one hand, present a general reflection of the society they live in with their daily acts, communication and interaction styles, on the other hand, they reconstruct the areas of that society such as culture, politics and daily life.
Bu çalışmada kişilerin kent yaşamında birbirleriyle etkileşime girme biçim ve yolları toplu ulaşım mekânı özelinde incelenmektedir. Büyük kentler çok çeşitli coğrafyalardan, kültürlerden, etnik, dini ve mesleki farklar taşıyan kişilerin bir araya geldiği ve birlikte yaşama kültürünü oluşturmaya, yeniden oluşturmaya ve sürdürmeye çalıştıkları yerlerdir. Tüm bu farkları bünyesinde barındıran ve kentsel ayrışma ile birbirinden uzak düşen kent sakinlerinin bir araya gelme mekânı ise kamusal alanlardır. Kahvehane, cami, hastane, park gibi alanlar kamusal alanların ilk akla gelen örnekleri olsa da, buralar genel olarak bulundukları bölge ve semtin sosyal, ekonomik ve kültürel özellikleri ile sınırlı bir kamusallık sergiler. Bu noktada toplu ulaşım araçları, diğer kamusal alanlardan içerdiği insan yelpazesinin çeşitliliği açısından ayrışır. Toplu ulaşım araçları tüm cinsiyetleri içeren, farklı semtler arasında yolculuk eden kişilerin bir araya geldiği ve dolayısıyla sınıfsal/kültürel geçişkenliğe izin veren bir mekân olarak, etkileşime giren yurttaşlar bağlamında daha kapsayıcıdır. Bu durum ise bir iletişim ortamının oluşmasına ve bu iletişimin içeriğinin daha zengin bir yapıda olmasına neden olabilir. Dolayısıyla bu çalışmada kentte önemli bir karşılaşma mekânı olan otobüslerde ortaya çıkan iletişimin mahiyeti, bireylerin gündelik yaşamlarındaki yeri ve etki potansiyelinin araştırılması amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda, 19-79 yaş aralığında üç farklı yaş grubundan, yarısı kadın yarısı erkek olmak üzere Ankara’nın farklı semtlerinde ikamet eden 30 kişiyle derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Bu görüşmeler sonucunda, toplu ulaşımda bir araya gelen yurttaşların gündelik edimleri, iletişim ve etkileşim biçimleriyle bir yandan yaşadıkları toplumun genel bir yansımasını sundukları öte yandan o toplumun kültür, siyaset ve gündelik yaşam gibi alanlarını durmaksızın yeniden inşa ettikleri görülmüştür.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İletişim ve Medya Çalışmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Temmuz 2023 |
Gönderilme Tarihi | 31 Mart 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 62 |