One of the prophets mentioned in the Qurʾān, Prophet Yûnus, is referenced by name in four different sūrahs and his name became the name of the sūrah, which is in the tenth place in the composition of the mushaf. In Sūrah Al-Anbiya, verse 87, he is referred to as “Dhū al-Nūn” (the owner of the fish), and in Sūrah Al-Qalam, verse 48, as ““sāḥib al-ḥūt” (the friend of the fish). The related Qurʾānic verses describe Prophet Yûnus's haste during his mission of prophethood and his immense efforts for his people to embrace faith. However, the fact that his people did not listen to him and persisted in their disbelief angered Prophet Yûnus, and he left his duty in anger. His departure is mentioned in Sūrah Al-Anbiya, verse 87, as follows: “And remember the man with the whale, when he went off angrily, thinking We could not restrict him, but then he cried out in the deep darkness, ‘There is no God but You, glory be to You, I was wrong.” The underlined expression “And remember the man with the whale, when he went off angrily, thinking We could not restrict him.” has been translated in considerable amount of Turkish translations as, “he thought Our power would not reach him,” “he thought that Our power would not suffice for him,” or “he thought that We would not overpower him.” As can be seen from the aforementioned translations, expressions like “he thought Our power would not suffice for him” and similar expressions are inconsistent with the Islamic understanding of prophethood. Therefore, it is believed that some Turkish translations do not fully reflect the exact meaning of this sentence by interpreting the related expression in the verse in this manner. Based on this, the current study aims to criticize the attribution of a behavior or thought that would not befit any prophet, or even a believer, to Prophet Yûnus through the translation of the relevant verse in certain Qurʾānic translations. The research concludes that commentators have specifically emphasized the importance of the expression in the verse in question, and they have considered the meanings criticized in this study as a form of disbelief. The study was conducted using a qualitative research method, following the document analysis design, and the data obtained from the research were analyzed with a scientific approach.
Kur'an'da kıssası anlatılan peygamberlerden birisi olan Hz. Yûnus, dört ayrı sûrede ismen anılmakta ve kendisinin ismi mushaf tertibinin onuncu sırasındaki sûreye de ad olmaktadır. Kendisinden Enbiya sûresi 87. âyetinde ‘‘zünnûn’’ (balık sahibi), Kalem sûresi 48. âyetinde ise ‘‘sâhibü’l-hût’’ (balık arkadaşı) olarak bahsedilmektedir. İlgili Kur'an âyetleri Hz. Yûnus’un risalet görevi esnasındaki aceleciliğini ve kavminin iman etmesi için gösterdiği üstün gayretlerini haber vermektedir. Fakat kavminin onu dinlememesi ve küfürde ısrar etmesi Hz. Yûnus’u kızdırmış ve öfke ile görev yerini terk etmiştir. Onun bu gidişi Enbiyâ sûresi 87. âyetinde şu şekilde haber verilmektedir ‘‘Zünnûn’u da hatırla. Hani öfkelenerek (halkından ayrılıp) gitmişti de kendisini asla sıkıştırmayacağımızı sanmıştı. Derken karanlıklar içinde, ‘Senden başka hiçbir ilâh yoktur. Seni eksikliklerden uzak tutarım. Ben gerçekten (nefsine) zulmedenlerden oldum’ diye dua etti.’’ Bu âyette geçen ‘‘Zünnûn’u da hatırla. Hani öfkelenerek (halkından ayrılıp) gitmişti de kendisini asla sıkıştırmayacağımızı sanmıştı.’’ biçimindeki altı çizili ifade, sayısı azımsanmayacak şekilde bazı Türkçe meallerde, ‘‘…bizim kudretimizin kendisine yetmeyeceğini zannetmişti’’, ‘‘…gücümüzün kendisine ulaşamayacağını sanarak’’, ‘‘…ona asla güç yetiremeyeceğimizi sanmıştı’’ gibi cümlelerle çevrilmektedir. Âyet mealinde dikkat çekeceği üzere, ‘‘…bizim kudretimizin kendisine yetmeyeceğini zannetmişti’’ ve benzer tarzdaki ifadelerin, İslâm’ın peygamberlik tasavvuruyla uyumlu olmadığı görülmektedir. Dolayısıyla bazı Türkçe meallerin âyetteki ilgili ifadeye bu manayı vererek mezkûr cümlenin eşdeğerini tam olarak zikretmedikleri düşünülmektedir. Buradan hareketle elinizdeki çalışma, hiçbir peygambere hatta bir mü’mine yakışmayacak bir davranışın/düşüncenin, bazı Kur'an meallerinde ilgili âyetin meali vesilesiyle Hz. Yûnus’a izafe edilmesini eleştirmek amacıyla kaleme alınmaktadır. Araştırma neticesinde mezkûr âyetteki ilgili ifadeye müfessirlerin hassaten dikkat çektiği ve bu çalışmada eleştiri konusu yapılan anlamları takdir etmeyi küfür olarak addettikleri görülmüştür. Çalışma nitel araştırma yöntemlerinden doküman inceleme desenine göre yürütülmüş olup araştırma sonucunda elde edilen veriler bilimsel bir üslupla tahlile tabi tutulmuştur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Tefsir |
Bölüm | MAKALELER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 1 Temmuz 2024 |
Kabul Tarihi | 29 Ekim 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 9 Sayı: 2 |
Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.