Selefiyye,
ilk dönem İslâm toplumunda Hz. peygamber (s.a.v.) ve sahabe tarafından oluşturulan İslâm’ı
anlama, algılama ve açıklama geleneğini aynen muhafaza etmeyi amaçlayan dini
anlayışı temsil eder. Rasûlullah (s.a.v.) ile ashabının akaitte takip ettikleri
yolu doğrudan izleyen Selefiyye’nin ayırıcı özelliği, itikadî hususlarda
nassların zâhirî ve ilk anlamları dışında kalan şahsî rey ve aklî istidlallerin
kullanılmasını reddedip bilgi kaynağı olarak yalnızca Kitap ve Sünnet’i kabul
etmeleridir. Modern zamanlarda kendilerini Selefiyye’ye nispet ederek ortaya
çıkan Neo-Selefîk ise, belli bir mezhep, meşrep veya grup ismi olmaktan
ziyade, uçlarda dolaşan bir din dilini benimseyerek dışlamacı, suçlayıcı, itham
edici, tekfîr edici ve sorun üretici bütün şiddet taraftarı dinî akımların
ortak şemsiye adıdır. Modern dünyada “Selefî” nitelemesiyle ünlenen grupların
neredeyse tümünün, aklı dışlayıp nassları literal okuma, erken dönem
uygulamaları sahiplenip diğer bütün fikirleri bid’at görme ve ana kaynaklara
dönme ortak paydası dışında, geleneksel Selefiyye ile aralarında belirgin bir
benzerlik bulunmamaktadır. Bu makalede geleneksel Selefiyye düşüncesiyle ile
Neo-Selefî bakış arasında kesişen ve ayrışan hususlar tespit edilmeye
çalışılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Aralık 2017 |
Gönderilme Tarihi | 30 Kasım 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 6 Sayı: 2 |
İnönü Üniversitesi Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.