Hukuka dair algı, ilk ve sorgulanmamış bir bakışla, sırasıyla anayasa-yasalar-mahkeme suç- ceza gibi somut hukuksal metin, uygulama ve kavramlarla sınırlıdır. Bu durum, sadece hukukun kurumsal, normatif ve adli yanını öne çıkartır ve hukukla ilgili soruları ve hukuk felsefesine neden ihtiyaç duyulduğunu açığa çıkaran felsefi kadim soruları sormayı zorlaştırırlar: Hukukun ve içerdiği adalet, hak, özgürlük kavramlarının kaynağı nedir? İkinci olarak da hukukun meşruiyetinin kaynağı veya dayanağı nedir? Bu kadim iki sorunun hem sorulması hem de yanıtlanması, hukuk felsefesine düşer. Bu çalışmada hukukun algılanışında hakim olan yasalcı paradigmanın yol açtığı sorunların çözümünde hukuk felsefesinin önemi vurgulanacaktır. İlk olarak doğal hukuk geleneğinde hukukun ahlak ile olan kesişimine değineceğiz. Daha sonra hukuksal pozitivizmin açmazlarını vurgulayacağız. Son olarak hukuk biliminin yanında bir hukuk felsefesine neden ihtiyacımız olduğu sorusuna yanıt arayacağız.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ağustos 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 6 Sayı: 21 |