Dünyada son dönem sinema literatüründe dikkat çekici bir artış görülmekte; çalışılan konular içinde ise film ve hafıza (bellek) başlıkları öne çıkmaktadır. Genel literatürde hafızanın revaçta olmasının temel sebebi ise yalnızca nörobilimciler değil sosyal bilimciler tarafından da çalışılmaya başlamasıdır. Sosyal Bilimler alanında hafıza üzerine yazılan metinlerin daha çok 19. yüzyılın sonu ile 20. yüzyılın başında üretilmesi ve bu tarihlerin sinemanın doğduğu yıllarla koşut olması önemli bir tesadüftür. Filmin kaydetme, saklama özelliği geç de olsa hafıza çalışmalarını film çalışmalarıyla ortaklaştırmaktadır. Film çalışmalarında ise bellek kavramı özellikle belgesel türüyle ilişkilendirilmektedir. Son 20 yılda çıkan İngilizce literatüre bakıldığında Alain Landsberg’in Prosthetic Memory: The Transformation of American Remembrance in the Age of Mass Culture (2004) ve aynı zamanda belgesel yönetmeni olan Joshua Oppenheimer’in de editörü olduğu Killer Images: Documentary Film, Memory, and the Performance of Violence (2013) gibi kitap örneklerinden de anlaşılacağı gibi bellek, belgeselle düşünülebilir bir kavram hâline gelmektedir. Türkiye’de ise belgesel film üzerine çalışmaların yeterli olmadığı, bellek üzerine çalışmaların ise daha çok sosyal psikoloji ve sosyoloji alanlarında yapıldığı görülmektedir. Türkiye’de filme psikanalitik yaklaşımların arttığı 2000 sonrası dönemde Yeşilçam klasiklerinin toplumsal hafıza, kendilik bilinci gibi kavramlar üzerinden bellekle ilişkilendirilmesinde ise artış görünmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyoloji |
Bölüm | Kitap Tanıtımları |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Eylül 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 9 Sayı: 3 |