This article examines the development of the mainstream Marxist approach to the development of the modern state form and its relation to the concept of justice. The first part of the article discusses Marx’s critique of Hegel. Marx opposes Hegel’s idealism and argues that it is civil society, defined as the social activity of human beings, that leads to the emergence of the modern state and not vice versa. Again, Marx accepts the bureaucracy, which Hegel calls the ‘universal class’, as the so-called universal class. According to Marx, Hegel’s relationship between concept and history must be reversed. The article then explores Marx’s encounter with Smith’s classical political economy and how Marx’s theory is derived from Smith’s theory. The article concludes by arguing that the distinction between state and society is used within Marxist theory to describe the changes that occurred during the period of the absolutist state, the period preceding the emancipation of capitalist society, and by comparing the classical Marxist depiction of absolutism with Carl Schmitt’s analysis of absolutist state sovereignty based on Hobbes’ approach, ultimately pointing to the emergence of capitalism as the moment when state and society were reunited under the rule of the bourgeoisie rather than separated.
Bu makalede, modern devlet biçiminin gelişimine yönelik ana akım Marksist yaklaşımın gelişimi ve bunun adalet kavramıyla ilişkisi incelenmiştir. Makalenin ilk bölümünde Marx’ın Hegel eleştirisi tartışılmıştır. Marx, Hegel’in idealizmine karşı çıkarak modern devletin ortaya çıkmasına neden olan şeyin insanların toplumsal faaliyeti olarak tanımlanan sivil toplum olduğunu, bunun tersinin geçerli olamayacağını ileri sürer. Yine Marx, Hegel’in “evrensel sınıf” olarak isimlendirdiği bürokrasiyi, sözde evrensel sınıf olarak kabul eder. Marx’a göre Hegel’in kavram ve tarih arasındaki kurduğu ilişki tersine çevrilmelidir. Makale devamında, Marx’ın Smith’in klasik politik iktisat düşüncesiyle karşılaşmasının ve Marx’ın teorisinin Smith’in teorisinden nasıl üretilmiş olduğunu araştırmaktadır. Makale, devlet ve toplum ayrımının Marksist teori içerisinde kapitalist toplumun özgürleşmesinden önceki dönem olan mutlakiyetçi devlet döneminde meydana gelen değişiklikleri tanımlamak için kullanıldığı ve mutlakiyetçiliğin klasik Marksist tasvirini Carl Schmitt’in mutlakiyetçi devlet egemenliğine ilişkin Hobbesçu analiziyle karşılaştırılmasıyla varılan kapitalizmin ortaya çıkışının devlet ve toplumun ayrılmasından ziyade burjuvazinin egemenliği altında yeniden birleştiği ana işaret ettiği iddiasıyla sona ermektedir.
Modern devlet mutlakiyetçi devlet adalet sivil toplum Marksizm
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyasal Teori ve Siyaset Felsefesi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 8 Mart 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 14 Sayı: 1 |