11 Eylül 2001'de El-Kaide’nin üstlendiği bir terör saldırısı ile Dünya Ticaret Merkezi kuleleri yerle bir edildikten sonra Amerika, saldırının sorumlusu olarak Usame Bin Ladin’in arama faaliyetlerine girişir. Bu süreç. Yaklaşık 10 yıllık bir süreyi bulan bir zaman dilimini kapsar. Zero Dark Thirty (2012) işte Amerikan istihbaratının bu süreci nasıl yönettiğini anlatması bakımından ilginç bir filmdir. Türkiye ve Dünyada ilginç tartışmalara neden olan film Hollywood üretim kalıpları içinde Amerikan hegemonyasının güncel bir versiyonunu oluşturur. Bu makale eleştirel söylem analizi yöntemini güç, iktidar, adalet, tarih ve öteki kavramlarından oluşan analiz kitini kullanarak filmin başlattığı tartışmayı analiz etmektedir. Gerek filmin ortaya koyduğu söylem gerek basında çıkan tartışmalar, diğer yandan tarihsel ve sosyolojik bağlamlar dikkate alındığında incelenen filmin öncekilerden tek farkının daha nitelikli bir senaryoyla ve daha etkili teknolojik donanımla çekilmiş olmasıdır. Amerikalılara göre terörün nedeni cihatçı İslami görüşlerdir. İslam, Amerikan değerleri ve yayılmacı politikalarına hizmet ettiği ölçüde muteber ve mukaddestir mesajı incelikli bir şekilde sunulmaktadır. Özünde Amerikan kapitalizmi, anti hümanist pozitivizm, bireysel pragmatizm gibi Amerikan devletinin ideolojik aygıtları görsel kompozisyon içinde öne çıkan unsurlar olarak varlığını devam ettirmektedir.
After the World Trade Centre towers were destroyed by a terrorist attack undertaken by Al-Qaeda on September 11, 2001, America began searching for Osama Bin Laden as the culprit of the attack. This is the process covers a period of approximately 10 years. Zero Dark Thirty (2012) is an interesting film in that it tells how the American intelligence manages this process. The film, which causes interesting debates in Turkey and the world, creates a current version of American hegemony within Hollywood production patterns. This article analyzes the discussion initiated by the film by using the critical discourse analysis method and the analysis kit consisting of power, power, justice, history and other concepts. Considering both the discourse of the film and the debates in the press, as well as the historical and sociological contexts, the only difference of the examined film from its predecessors is that it was shot with a more qualified scenario and more effective technological equipment. According to Americans, the cause of terrorism is jihadist Islamic views. The message that Islam is dignified and holy to the extent that it serves American values and expansionist policies is delicately presented. In essence, the ideological devices of the American state, such as American capitalism, anti-humanist positivism, and individual pragmatism, continue to exist as prominent elements in the visual composition.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İletişim ve Medya Çalışmaları |
Bölüm | Araştırma |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2022 |
Gönderilme Tarihi | 9 Kasım 2022 |
Kabul Tarihi | 28 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 8 Sayı: 2 |
Uluslararası Kültürel ve Sosyal Araştırmalar Dergisi