The aim of this study was to determine the effect of experience of the secondary education (class 10th and 11th) students’ participation on artificial wall climbing referred to experiential learning education and defined as high activity on their locus of control.
Artifical wall climbing is a learning point beyond the sport activity that give an opportunity to participants recognize their own limits and others and do they active not passive.
This study was done as pretest-posttest control group with quasi-experimental model and the data were collected using ‘ Nowicki-Strickland Locus of Control Scale’ adapted to Turkish by Yeşilyaprak (1988). In this research, 90 students (40 female, 50 male) aged 17,75±1.06 participated voluntery and divided in two groups as a trail and control group randomly. Trial group participated artifcial wall climbing twice a week, totel six weeks. During this time period the control group not join any activity has continued to normal life. As a result of the statistical analysis, no significant differences were found between control and trial groups pre-test scores (p>0.05). No significant differences were found between pre and post-test scores of control group (p>0.05), significant differences were found between pre and post-test scores of trial group (p<0.05). Statistics of independent variable gender for trial group were that between pre-test scores were found significant differences (p<0.05), between post-test scores no significant differences (p>0.05) and no significant differences between the difference of the differences (p>0.05).
Consequently, it could be said that the articifal wall climbing activities has a positive efect on the participants’ locus of control, it caused a movement from out side to inside. And it has a significant effect on gender differences, that women have more gain than men.
Locus of control learning by experience artificial wall climbing
Bu araştırmanın amacı orta öğretim düzeyindeki (10 ve 11. Sınıflar) öğrencilerin katıldıkları
yaşayarak öğrenme eğitimi içerisinde yer alan ve yüksek aktivite olarak tanımlanan yapay
tırmanış duvarındaki deneyimlerinin onların denetim odağı üzerine etkisini belirlemektir.
Yapay duvar tırmanışı içerik itibariyle, katılımcıları kendi sınırlarını ve diğerlerini tanıma
fırsatları yaratan, onu pasif değil aktif kılan ve yaşayarak öğrenmesine yol açan sportif bir
etkinliğin daha ötesinde bir öğrenme noktası olarak karşımıza çıkmaktadır.
Çalışmada ön test –son test kontrol gruplu deneme modeli kullanılmıştır. Çalışmaya 90
gönüllü öğrenci katılmıştır (40 kız, 50 erkek) ve rastgele yöntem ile grup ikiye bölünmüştür.
Grubun yaş ortalaması 17,75±1.06. Deneme grubu haftada iki gün, toplamda altı haftalık
süren bir uygulamaya katılmıştır. Bu süre zarfında kontrol grubu herhangi bir aktiviteye
katılmayıp normal yaşantısına devam etmiştir. Veri toplamak için Nowicki- Strickland (1973)
tarafından geliştirilen ve Yeşilyaprak (1988 ) tarafında Türkçe‟ye uyarlanarak geçerlik ve
güvenirlik çalışması yapılan “Nowicki-Strickland Denetim Odağı Ölçeği” kullanılmıştır.
Yapılan istatistiksel analizler sonucunda, kontrol ve deneme grubu ön testleri arasında
istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır (p > 0.05). Kontrol grubu ön test-son test
puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamış (p > 0.05); deneme grubu ön
test-son test puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmuştur (p < 0.05).
Cinsiyet bağımsız değişkeni açısından yapılan istatistiklerinde ise, deneme grubu ön test
puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmuş (p < 0.05), son test puanları
arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamış (p > 0.05); farkların farkına
bakıldığında ise istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmuştur (p < 0.05).
Sonuç olarak yapay duvar tırmanışında yapılan etkinliklerin katılımcıların denetim odağı
üzerinde dıştan içe doğru bir harekete sebep olduğu, bu durumunda olumlu olarak
algılanabileceği söylenebilir. Cinsiyet farklılığının eğitim çıktıları üzerinde etkisi olduğu ve
bayanlarda görülen gelişimin erkeklerde görülen gelişimden daha fazla olduğu söylenebilir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 22 Mart 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 |