One of the most prevalent issues throughout the history of ideas and especially in the recent history of Turkey has been the relation between religion and morality. This relation has not only been problematic in itself but has also given rise to a great deal of debates in other realms. Such debates have revealed themselves in a wide range of realms such as politics particularly, different branches of applied ethics and speculative philosophy.
In this paper we will try to demonstrate the difficulties which emerge when morality is grounded on religion and the reflections of this on the social realm. Afterwards, we will argue that the only conception of religion which can have a claim on the socio-political realm is the conception of a religion that is founded on morality.
Tüm düşünce tarihinin ama bilhassa son dönem Türkiye‟sinin en popüler konularından biri din ile ahlak arasındaki ilişkidir. Din ile ahlak arasındaki ilişki yalnızca kendi aralarında sorun olmakta kalmayıp aynı zamanda ilgili öteki sahalarda da sürekli gündemi meşgul etmektedir. Bu bağlamda sorun, başta siyaset olmak üzere, uygulamalı etiğin çeşitli alt dallarından, din felsefesinin spekülatif tartışmalarına değin pek çok noktada karşımıza çıkmaktadır. Biz bu tebliğde din ile ahlak arasında ne tür bir temellendirmenin mümkün olabileceğini ve bu yaklaşımın güncel siyasi tartışmalar açısından ne ifade ettiğini belirtmeye çalışacağız. Bunu yaparken de ilkin dinin özsel açıdan bir ahlakı gerekli kılıp kılmadığı sorusuna cevap arayacağız
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 22 Mart 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Cilt 2 (Özel Sayı 1) |