Osmanlı Devleti’nin vergi tahsilinde uyguladığı iltizam sisteminde mültezimlerin vergi tahsilini üstlenebilmeleri güvenilir bir kefil bulmalarına bağlıydı. Böylece sarraflar, mültezimlere hem kefil olup hem de onlar adına hazineye taahhütlerde bulunmaya başladılar. Sarraflar aynı zamanda mültezimlerin peşin ödemelerdeki nakit para ihtiyaçlarını da karşılıyorlardı. Hazine-sarraf ve mültezim arasındaki hukuki ilişkide en temel problem ödemelerin aksamasıydı. Bu aksamalar, özellikle Tanzimat’tan sonra merkezi hazine tarafından alınan çeşitli tedbirler yoluyla önlenmeye çalışıldı
In Ottoman Empire, leaseholders' taxing power depended on finding a reliable guarantor in the tax farming system. Thus moneychangers began to vouch for leaseholders and to make commitments for them to the treasury. Money-changers also fulfiled the needs of leaseholders in cash in advance. The most fundamental problem in relationship between treasury, money-changers and leaseholders was a delay in payments. The central treasury tried to prevent such delays by means of various measures, particularly after the era of Tanzimat reforms
Money-changers Leaseholders Tax farming system Guarantee Manor
Diğer ID | JA35AB33TE |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 13 Temmuz 2016 |
Gönderilme Tarihi | 13 Temmuz 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Cilt: 5 Sayı: 1 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.