Marka sahibinin en temel hakkı, markasını tescilli olduğu mal veya hizmetlerde kullanmaktadır. Bu bir hak olduğu kadar aynı zamanda bir zorunluluktur. Nitekim SMK m.9/1’de marka kullanım zorunluluğu düzenlenmiş ve diğer şartların yanı sıra markanın ciddi şekilde kullanılması aranmıştır. Kullanımın hangi durumlarda ciddi sayılacağı ve kullanımın ispatı için sunulabilecek bilgi ve belgelerin kapsamı ne ulusal ne de uluslararası mevzuatta açıklanmıştır. Bu noktada Avrupa Birliği ve Türk doktrini ve yargı kararları yol gösterici nitelik taşımaktadır. Bu çerçevede öne çıkan ilk kriter, markanın sembolik, göstermelik kullanımlarının dikkate alınmayacağıdır. Bir diğeri, markanın kaynak gösterme işlevine uygun kullanımının gerekli olmasıdır. Marka sahibinin kanıtlaması gereken diğer bir husus da markanın tescilde kayıtlı mal ve hizmetlere yönelik bir pazar payı geliştirmek veya korumak ve bu şekilde markadan ekonomik bir yarar elde etmek amacıyla, piyasayı etkileyecek yerlerde kullanıldığıdır. Söz konusu kriterler somut olayın koşullarına göre değerlendirilmeli ve bu değerlendirmede ilgili ekonomik sektörün şartları, ilgili mal veya hizmetin niteliği, piyasanın mevcut karakteristik özellikleri, ilgili işletmenin ticari iş hacmi ile satım ve dağıtım kanalları ve markanın kullanım derecesi ve sıklığı ve kullanım biçimi itibariyle tüketicide yansıma bulup bulmadığı hususları bir bütün olarak dikkate alınmalıdır. Bu çalışma ile Türk ve AB yargı kararları ve doktrini ışığında ciddi kullanım kavramına ilişkin belirsizliğin giderilmesi amaçlanmaktadır.
Markanın İptali Ciddi Kullanım Gerçek Kullanım Sembolik Kullanım Kaynak Gösterme Fonksiyonu Pazar Payı
The most fundamental right of the trademark owner is to use its trademark on the goods or services for which it is registered. This is not only a right but also an obligation. As a matter of fact, Article 9/1 of the IPL regulates the obligation to use the trademark and requires, among other conditions, the serious use of the trademark. The conditions under which the use will be deemed genuine and the scope of the information and documents that can be submitted to prove the use are not explained in either national or international legislation. At this point, the European Union and Turkish doctrine and judicial decisions provide guidance. The first criterion that stands out in this framework is that symbolic, token uses of the trademark will not be taken into account. Another one is that the use of the trademark in accordance with its function of indicating the source is necessary. Another issue that the trademark owner must prove is that the trademark is used in places that will affect the market in order to develop or maintain a market share for the goods and services registered in the registration and to obtain an economic benefit from the trademark in this way. These criteria must be evaluated according to the circumstances of the concrete case, and in this evaluation, the conditions of the relevant economic sector, the nature of the relevant goods or services, the existing characteristics of the market, the commercial business volume and sales and distribution channels of the relevant enterprise, and the degree and frequency of use of the trademark and whether it is reflected in the consumer in terms of the way it is used should be taken into consideration as a whole. This study aims to clarify the ambiguity regarding the concept of serious use in the light of Turkish and EU judicial decisions and doctrine.
Revocation of Trademark Genuine Use Symbolic Use Token Use Function of Indicating Origin Market Share
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 2 Temmuz 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 12 Ocak 2024 |
Kabul Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 15 Sayı: 1 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.