Klasik şiirimizin en temel konularından birisi aşktır. Bu aşkın ortaya çıkışına sebep olup onu besleyen sevgiliye ait güzellik unsurlarının başında ise göz gelmektedir. Beşeri aşk tasvirinin önde gelen konularından birisi gamzedir ve klasik şiirde çeşitli benzetme unsurları ile kullanılmıştır. Ok ve kılıç bu itibarla sık kullanılan iki benzetme unsuru olarak dikkat çeker. Sevgilinin kaşlarının yaya ve kirpiklerinin de oka benzerliğinden hareketle gamze, kurulu bir yay tasviri ile birlikte düşünülmüştür. Âşık için sevgilinin kendisine bakması, bu bakışlara gönlünün muhatap olması âlemde dengi bulunmaz bir nimettir. Aksi ise, yani sevgilinin bakmaması, yönünü başka tarafa dönmesi telafisi mümkün olmayan bir ziyandır. Kılıç, tîğ, gaddar, hunhâr gibi benzerlik unsurlarıyla divan şairlerinin üzerinde durduğu bu mefhum tasavvuf şiirinde nazar kavramında kendini gösterir. Edebiyat sahasında âşık ile mâşuk arasındaki ilişkide gamze mazmunu kullanılırken, tasavvufta mürit ile mürşit arasındaki münasabet nazar kavramı ile izah edilmiştir. Pek çok mutasavvıf, ilahilerinde mürşitleri ile olan karşılaşmalarını nazar kavramı ile tarif etmiş ve divan şairlerinin üzerinde durduğu gamze ile aynı çerçeveyi çizmişlerdir. Fakat günümüze değin iki farklı disiplinde aynı anlamlara gelen bu kavramlar bir arada düşünülmemiş, kavramlar ayrı ayrı izah edilmiştir. Öte yandan her iki kavram da kaynaklarda benzerlik unsurlarıyla birlikte açıklanmıştır. Oysa bu kavramların ait oldukları kültür dünyasında temellendirildikleri bazı dinamikler vardır. Klasik şiirde Fuzûlî, Edirneli Nazmî gibi şairler iki kavramın müşterek yönünü vurgulamak adına aynı beyitte zikretmişler ve gamze mazmunu için mistik bir kapı aralamışlardır. Biz de bu çalışmada gamzeyi nazarla birlikte değerlendirerek konuya yeni bir bakış açısı sağlamaya çalıştık. İslam kültüründe nazara ve gamzeye zemin teşkil eden bazı ayetler ve düşünceler üzerinde durduk. Nazar ayetini bu minvalde çeşitli yönleri ile değerlendirdik. Hz. Musa’nın Tur dağındaki kıssasına farklı bir açıdan yaklaştık ve İslam toplumundaki sahabe algısının nazar ve gamze ile ilişkisini kurmaya çalıştık. Netice itibarı ile bu kısa çalışmada gamze ve nazar kavramlarının anlam dünyalarındaki müşterekliklerini ve zemin olarak temas ettikleri İslam kültürünü ortaya koymaya çalıştık.
The main subject of our poetry is love. The eye is one of the most important elements of beauty of the lover that nourishes this love. In this respect, ogle is one of the indispensable subjects of the depiction of human love, and it has been used with various simile elements in classical poetry. For the lover, having his beloved look at him and having his heart be the recipient of these gazes is a unique blessing in the world. Otherwise, if the lover does not look and turns his/her face away, it is an irreparable loss. While the concept of dimple is used in the relationship between the lover and the beloved in the field of literature, in Sufism, the relationship between the disciple and the master is explained with the concept of glance. Many Sufis explained their encounters with their mentors in their hymns with the concept of glance and drew the same framework as the ogle that divan poets emphasized. However, there are some dynamics on which these concepts are based in the cultural world to which they belong. In this study, we tried to provide a new perspective on the subject by evaluating ogles together with the glance. We focused on some verses and thoughts that form the basis for glance and dimple in Islamic culture. We approached the story of Moses on Mount Tur from a different perspective and tried to establish the relationship between the perception of the companions in the Islamic society and the glance and ogles. As a result, in this short study, we tried to express the commonality of the concepts of ogle and glance in their world of meaning and the Islamic culture with which they come into contact as a basis.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türk İslam Edebiyatı |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 10 Ekim 2023 |
Kabul Tarihi | 8 Aralık 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |