Yüzyıllar boyu yarı göçebe bir hayat şeklini benimseyen Türk halkları, yaşayışlarının bir yansıması olarak tabiatla sürekli iç içe olmuşlardır. Bu durum Türk halklarının tabii olarak hayvanlarla yakından ilgili olmasına da sebep olmuştur. Hayvanlar gerek besin kaynağı olmaları nedeniyle gerek araç-gereç ve giyinme aracı olarak kullanılmalarıyla, gerekse sosyal hayat içinde bir eğlence aracı, dost, yol gösterici olmalarıyla Türklerin vazgeçilmez bir parçası olmuşlardır.
İnsanoğlunun varoluşundan günümüze tabiat ile ilgili sesler, hareketler, olaylar taklit konusu olmuş; insanlar daima duygu, düşünce ve hareketlerini anlatırken tabiattaki değişiklikleri benzetme unsuru olarak kullanma ihtiyacı hissetmişlerdir. İnsanların fiziksel ve karakteristik özelliklerini betimlemek için doğadaki olaylar ve sesler nasıl örnek alındıysa, doğanın en önemli parçası olan hayvanların da sesleri ve hareketleri benzetme aracı olarak kullanılmıştır. Halen yarı göçebe bir hayat tarzını devam ettiren Kırgızlarda, hayvanların insanları betimlemek için benzetme aracı olarak kullanılması daha da ileri seviyededir. Türk halkları arasında güçlü bir sözlü geleneğe sahip olan Kırgızlar, dünyanın en uzun destanı olan Manas Destanı dışında çok sayıda destana sahiptir. Bu destanlar Kırgızların kültürünü, tarihini, yaşam tarzlarını yansıtan önemli sözlü miraslardır. Yapılan bu çalışmada Kırgız kahramanlık destanlarından biri olan Eşimkul ve Zuura Destanı’nda adı geçen hayvanların genel özellikleri belirtilerek bu hayvanların hangi özellikleri bakımından benzetme unsuru olarak kullanıldığı destandan örneklerle verilecektir. Kahramanlık destanlarında hayvanların benzetme unsuru olarak daha sık kullanılmasının sebebi destana konu olan kahramanın olumlu özelliklerini; düşmanın ise olumsuz özelliklerini daha etkili bir şekilde ifade etmektir.
Çalışmada Türk Dil Kurumu tarafından yürütülen Türk Dünyası Destanlarının Tespiti, Türkiye Türkçesine Aktarılması ve Yayımlanması Projesi kapsamında Cumagül Naruzbayev anlatımıyla Fatma Çelebi tarafından hazırlanan bir eser olan Kırgız Destanları V- Eşimkul Menen Zuura Destanı taranarak çalışmaya kaynaklık eden veriler elde edilmiştir.
Turkic peoples, who have adopted a semi-nomadic lifestyle for centuries, have constantly been intertwined with nature, as a reflection of their lifestyle. This has led them to naturally be in close contact with animals. Animals are an indispensable part of the Turks since they are a food source, are used as a means of clothing and equipment, and are a means of entertainment within social life, and as a friend and guiding.
Voices, movements, and events related to nature have been the subject of imitation since the dawn of man. People have always felt the need to use changes in nature as a simile element when describing their feelings, thoughts, and actions. Just as events and sounds in nature were taken as an example to describe the physical features and characteristics of human beings, the sounds and movements of animals – which are the most important part of nature – were used as a tool of simile. Among the Kyrgyz, who have still maintained a semi-nomadic lifestyle, the use of animals as a simile tool to describe humans is even more advanced. The Kyrgyz, who have a strong oral tradition among the Turkic peoples, have many epics apart from the Manas Epic, which is the longest epic in the world. These epics are important oral heritages reflecting the culture, history and lifestyle of the Kyrgyz people. In this study, animal similes in the Eşimkul and Zuura, one of Kyrgyz heroic epics were discussed. The reason why animals are used more often as a simile in heroic epics is the positive characteristics of the hero in the epic; to express the negative characteristics of the enemy more effectively.
The Kyrgyz Epics V-Eşimkul Menen Zuura Epic, which is a work prepared by Fatma Çelebi with the expression of Cumagül Naruzbayev within the scope of the Project of Determining the Epics of the Turkic World carried out by the Turkish Language Association, Translating and Publishing in Turkey Turkish, has been scanned and the data that constitute the source of the study have been obtained.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mart 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |