Hz. Peygamber’le başlayan, züht ve takvâ nitelikli tasavvufî/işârî
yorumlar tefsir ilminin gelişmesine paralel olarak nitelik ve nicelik yönden değişmiştir. Şifâhi
gelenekle aktarılan işârî yorumlar Tüsterî’yle birlikte müstakil tefsirler
içinde vücud bulmaya başlamışsa da Tüsterî’nin Fatiha tefsirinde bu yön öne
çıkmamıştır. Sülemî ile devam eden süreçte sûfî amelî yorumlardan oluşan işârî
tefsir, Kuşeyrî’de zâhir ve bâtın çelişmezliği üzerine bina edilen amelî te’ville
varlığını sürdürmüş, Gazâlî’de Hikmet arayışlarına yönelmiş, Ruzbihân Baklî ile
Kurân’ın letâif hazinelerinin ortaya çıkarılması amaçlanmış, Dâye ile harflere
anlam libası giydirilmiş, sıfatlarla ilişki kurulmuş, İbn Arâbî
ile bu ilişki insan-varlık-Tanrı münasebetine dönüştürülmüş, sembolik bir dil
ile bu münasebet açıklanmış, Konevî ile de
bu süreç sonraki nesillere taşınmıştır. Netice itibariyle Fatihâ
yorumları bu süreçte tefsirden müşahede yöntemine doğru ilerlemiştir. Çalışmamızda Tefsir Edebiyatında Tüsterî’den Konevi’ye kadar Fatiha Süresinin işarî
yorum bağlamında uğradığı değişimlere değinilecektir.
Beginning
with the Prophet (pbuh); sûfî and allegorical (ishari) interpretations of
asceticism (zuhd) and piety (taqwa) quality had changed in terms
of quality and quantity in parallel with the development of the science of
tafsir. Even if allegorical interpretations transferred by means of oral narrative
tradition came into existence within separate tafsirs through al-Tustari, they did
not come to the fore in his Interpretation of al-Fatiha. During the process continuing
with al-Sulami’s contribution, allegorical tafsir consisting of sufi interpretations
subsisted through applied gloss built on a noncontradiction between the exterior and the inner
worlds with al-Qushayri;
a trend towards searching for wisdom (hikma)
was observed with al-Gazali; it was aimed to
expose the gracious treasures of Quran with Ruzbikhan Bakli; letters were
clothed with a garment of meaning and a connection
to attributions was created with al-Daya,
that connection was transformed into a human-creature-God relationship and
explained wih a symbolic language with Ibn al-Arabi and it was transferred to
next generations with al-Qunawi. Consequently, the interpretations of al-Fatiha
had progressed in that process from the exegesis to the method of observation (mushahada).
In our study, we will discuss the changes observed in the Sura of al-Fatiha in
the Tafsir literature from al-Tustari to al-Qunawi within the context of ishari
interpretation.
al-Tustari al-Sulami al-Qushayri Ibn Arabi al-Qunawi the Allegorical Interpretations of al-Fatiha
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Mart 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 8 Sayı: 1 |