The study has two purposes:
Firstly, it is aimed to determine on what foundations the peace atmosphere,
which was tried to be established by the Mameluke State in the middle of the 18th
century, was damaged by the Ilkhanids and secondly to reveal the sectarian
dimensions of the attitudes displayed by the Mamelukes against the attitudes of
the Ilkhanids. Undoubtedly, it is not only the religious and sectarian
difference which establishes the essence of the relationship between the
Ilkhanid State-Mameluke Sultanate. The relationship between the Ilkhanid
State-Mameluke Sultanate is obviously defined by their mutual attitudes in case
of an invasion threat to each other. This theoretical framework includes
caliphate as well, because it comprises the entire geography. However,
according to the jihad theory which is the basis of the Islamic understanding
of conquest, the non-muslims should be fought. The need of the Mameluke State
for more power than the usual conditions of war against the Ilkhanids should
not be considered normal and the reasons of that condition should be examined. In
our study, it was determined that the conditions developed on behalf of the
Mamelukes; however, the aforementioned states did not erase each other from
history under the influence of religious and political factors.
Bu çalışmsanın iki amacı
bulunmaktadır: Birincisi XIII. yüzyılın ortalarında Memlûk Devleti tarafından
tesis edilmeye çalışılan huzur ortamının İlhanlı devleti eliyle hangi temeller
üzerine zedelendiğini tespit etmek, ikincisi ise İlhanlı devletinin tutumu
karşısında Memlûklerin sergilediği tavrın mezhepsel boyutlarını ortaya
koymaktır. Elbette İlhanlı Devleti-Memlûk Sultanlığı münasebetinin esasınssı
belirleyen sadece din ve mezhep farklılığı değildir. Açıkçası Memlûkler ve
İlhanlı devletleri arasındaki ilişkinin tanımı birbirlerine yönelik istila
tehdidi söz konusu olduğunda karşılıklı tutumlarıdır. Bu teorik çerçeve, hakim
oldukları tüm coğrafyayı kapsaması itibariyle halifeliği de içermektedir. Halbuki
İslam fetih anlayışının temelini teşkil eden cihat teorisine göre gayr-i
müslime karşı savaş verilmelidir. Memlûk Devleti’nin İlhanlılara karşı olağan
savaş koşullarından bile çok daha fazla güce ihtiyaç duyması normal
karşılanmamalı ve bu durumun temelleri irdelenmelidir. Çalışmamızda şartların
Memlûkler lehine gelişmesine kadar olan hadiseler tespit edilmekle birlikte dinî
ve siyasî etkilerin tesiriyle her iki devletin birbirini tarihten silecek ciddi
boyutlara erişmediği sonucuna varılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 8 Sayı: 3 |