Yeryüzündeki dillerin, kullanıldıkları zaman ve mekân diliminde belirli bir değişikliğe uğradığı bilinmektedir. Söz konusu değişiklik; dilin kendi doğal yapısından kaynaklanabileceği gibi toplumlar arasındaki dinî, ticari, teknolojik vb. ilişkiler neticesinde ortaya çıkan etkileşimlerle de gerçekleşebilmektedir. Bu etkileşimler, farklı diller arasında olabileceği gibi bir dilin lehçeleri arasında da meydana gelmektedir. Farklı diller arasındaki etkileşimler daha çok söz varlığında yaşanırken lehçeler arasındaki etkileşimler söz varlığının yanı sıra ses, biçim ve söz dizimi düzleminde de görülebilmektedir.
Türk kültür coğrafyasının kuzey kolunu temsil eden Kıpçak grubu Türk yazı dilleri içerisinde en eski yazı dili geleneğine sahip olan Tatar Türkçesi, tarihi süreçte Çağatay ve Oğuz yazı dillerinin etkisi altında kalmıştır. Özellikle Osmanlı Türkçesinin Karadeniz’in kuzey coğrafyasındaki etkisi artınca, bu topraklardaki Kıpçak grubu yazı dillerini etkilemiş ve onların dillerinde bakiyeler bırakmıştır. Kaşgarlı Mahmut’un işaret ettiği ortak yaşamdan XX. yüzyılın başlarına kadarki zaman diliminde Oğuz yazı dilinden Tatar Türkçesine, bu çalışmanın konusu ve sınırlılıkları içerisinde olan, bazı zaman eklerinin girdiği görülmektedir. Özellikle Osmanlı Türkçesi ile ilişkiler, daha önce yazı diline girmiş bazı Oğuzca unsurların koyulaşmasını ve ölçünlü dilde standartlaşmasını sağlamıştır.
Bu çalışmada, Osmanlı Türkçesinin Karadeniz’in kuzey coğrafyasındaki etkisi sonucunda Tatar Türkçesinde Oğuz Türkçesi unsuru olarak karşımıza çıkan “Belirsiz Gelecek Zamanın Olumsuz Çekimi” ve “Kesin Gelecek Zaman” ekleri ele alınmış; söz konusu eklerin tarihî ve çağdaş görünümlerine değinilerek kullanımları örneklendirilmeye çalışılmıştır.
Oğuzca Biçimbirimler Osmanlı Türkçesi Tatar Türkçesi Zaman Ekleri Belirsiz Gelecek Zamanın Olumsuz Çekimi Kesin Gelecek Zaman
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dilbilim |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 4 Sayı: 1 |