Ani, which forms the western border of the historical Arran geography, entered a new era with the Seljuk conquest by Sultan Alparslan in 1064. This period, which constitutes the second prosperity period after the Bagratuni Dynasty; is a period in which political, commercial, social and artistic breakthroughs took place in the city. Archaeological excavations ongoing here are important in terms of revealing the rich artistic activity in the 11th and 12th centuries, which constituted the second prosperity period of Ani. The richness of the ceramic finds obtained during the excavations, on the one hand, reveals the qualified style of the period, on the other hand, offers important clues about the traces of life in the city. Some of the unglazed ceramic fragments from the ceramic finds are also important with their figural ornaments. These pieces which form the borders around the body of a large cube were produced from red and brown clay. There are human depictions along with various animal figures embroidered with cylindrical seal printing techniques on them. Most of the animal figures are mountain goat figures. It is not a coincidence that the goat, which has been famous for its courage and freedom since the first nomadic Turkish communities, finds a place for itself in Ani ceramics. These mountain goats which are usually depicted with human and plant motifs as well as other animal figures in motion and a flowing scene are considered to be a product of the Arran School in the Middle Ages. The existence of such rich ceramic fragments in Ani is important in terms of revealing the existence of a ceramic kiln representing this school in the city.
Tarihî Arrân coğrafyasının batı sınırını oluşturan Ani, 1064 yılında Sultan Alparslan tarafından gerçekleştirilen Selçuklu fethiyle birlikte yeni bir döneme girmiştir. Bagratunî Hanedanlığı’ndan sonraki ikinci refah dönemini oluşturan Büyük Selçuklu hâkimiyeti, kentteki siyasi, ticari, sosyal ve sanatsal atılımların gerçekleştiği bir dönem olarak karşımıza çıkmaktadır. Burada devam eden arkeolojik kazılar, Ani’nin ikinci refah dönemini oluşturan 11. ve 12. yüzyıllardaki zengin sanatsal etkinliği ortaya koyması bakımından önemlidir. Özellikle kazılarda elde edilen seramik buluntuların zenginliği, bir yandan devrin nitelikli üslubunu ortaya koyarken öte yandan kentteki yaşama dair izlerle ilgili önemli ipuçları sunmaktadır. Seramik buluntulardan sırsız seramik parçalarının bir kısmı, üzerlerindeki figürlü bezemeleriyle ayrıca önemlidir. Büyük bir küpün gövdesini dolanan bordürleri oluşturan bu parçalarda silindirik mühür baskı tekniğiyle işlenmiş çeşitli hayvan figürleriyle birlikte insan betimlemeleri de vardır. Hayvan figürlerinin çoğunluğunu ise dağ keçisi figürleri oluşturmaktadır. Konar-göçer ilk Türk topluluklarından itibaren özellikle cesareti ve özgürlüğüyle nam salmış olan keçinin Ani seramiklerinde kendine yer bulması tesadüfi değildir. Genellikle hareket hâlinde, akıcı bir sahne içinde diğer hayvan figürleri yanı sıra insan ve bitki motifleriyle resmedilen dağ keçileri, Orta Çağ’daki Arrân Okulu’nun bir ürünü olarak değerlendirilmektedir. Ani’deki bu türden zengin seramik parçalarının varlığı, kentte bu okulu temsil eden muhtemel bir seramik fırınının varlığını da düşündürmesi açısından önemlidir. Bu çalışmada söz konusu figürlü süslemeler tanıtılarak Türk sanatı bağlamında değerlendirilmiştir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | MAKALELER/ARTICLES |
Authors | |
Publication Date | January 31, 2023 |
Submission Date | April 24, 2022 |
Published in Issue | Year 2023 Issue: 19 |