Hayvancılık sektörü, dünyada gelişmekte olan birçok ülkenin ekonomi politikalarında önemli bir ekonomik kaynak olarak kabul edilmektedir. Bu araştırma, Türkiye’de hayvancılığın mekansal ilişkisini ve bağımlılığını araştırmacı mekansal veri analizi (ESDA) tekniği ile analiz etmeyi amaçlamaktadır. 2004’ten 2017’ye kadar 966 şehrin hayvancılık verileri, sığırların ve küçük ruminant popülasyonlarının mekansal dağılımını, kümelerini ve sıcak nokta alanlarını tespit etmek için kullanılmıştır. Bu hayvancılık üretimi güçlü ülke çapında mekansal birimlerin doğal çevre özellikleri ile ilişkili olduğu ortaya çıkmıştır. Mekansal otokorelasyon hem sığır lar hem de küçük geviş geviş ve görenler için olumlu değerler göstermiştir ancak daha sonra için daha güçlüdür. Ayrıca, sığır popülasyonlarının kümelerinde bir değişim de seçilen dönemde gözlenmiştir. Doğal çevresel faktörlerin yanı sıra, kırsal göç, hükümet politikaları, endüstriyel gereksinimler ve bölgesel eşitsizlikler gibi çeşitli sosyo-ekonomik sorunlar da hayvancılığın mekansal kalıplarının değişmesinden sorumlu bulunmuştur. Araştırma, hayvancılık sektörünün gelişmesi için öncelikli alanlarda kaynakların daha iyi tahsisi için önemli sonuçlar sağlamaktadır. Türkiye, birkaç yıllarında hayvancılık sektöründe ciddi azalma göstermiştir. Bu araştırmanın sonuçlarına göre hayvancılık sektörün gelişebilmesi için en uygun alanların belirlenmesi bu alanlarında yatırım yapmasında ve politika gelişrimesinde önemli katkı sağlayacak. Ayrıca, gelecekte hayvancılık geliştirme potansiyel alanlara işaret kolaylaştırır.
The livestock sector is considered as an essential economic source in the economic policies of many developing countries in the world. The present research aims to analyse the spatial association and dependence of livestock in Turkey by using the exploratory spatial data analysis (ESDA) technique. Livestock data of 966 cities from 2004 to 2017 have been used to detect spatial distribution, clusters and hotspot areas of cattle and small ruminants’ populations. It has been revealed that livestock production is strongly associated with the natural environmental characteristics of spatial units throughout the country. Spatial autocorrelation has shown the positive values for both cattle and small ruminants, but stronger for the latter. Besides, a change in the clusters of cattle populations has also been observed over the selected period. Apart from the natural environmental factors, several socio-economic issues like rural outmigration, government policies, industrial requirements and regional disparities have also been found responsible for the change in the spatial patterns of livestock. The research provides significant outcomes for better allocation of resources in priority areas to develop the livestock sector. Moreover, it also facilitates pointing out the potential areas of livestock development in the future.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 3 Nisan 2020 |
Gönderilme Tarihi | 4 Aralık 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 40 |