Bu çalışmanın amacı, mekân ve yer kavramlarının düşünce tarihinde nasıl kuramsallaştırıldığı ve bunun coğrafi düşünceye etkilerini incelemektir. Günümüzde hem gündelik sözlüklerde hem de disiplin sözlüklerinde mekân ve yer, bazen birbiri yerine bazen de birbirinden tamamen farklı anlamlarda kullanılmaktadır. Coğrafya disiplininde de mekân ve yer kavramlarına dair farklı tanımlama biçimleri mevcuttur. Bu yüzden coğrafyada mekân ve yere dair farklı tanımlamaların anlaşılabilmesi için, her iki kavramın kullanılma biçimlerinin, beslendikleri epistemolojik gelenekleri analiz etmek elzemdir. Kavramsal, tarihsel ve teorik bir çalışma olması nedeniyle, nitel bir yöntem olan ‘metin analizi’ tekniğine başvurulmuştur. Sonuç olarak, bu çalışma mekân ve yere dair iki farklı perspektifin coğrafi düşünceye etkilerini incelemektedir. Birincisi, modern düşüncede ortaya çıkan ‘mutlak mekân’ anlayışıdır. İkincisi ise, mutlak mekân kavramına karşı fenomenologlar tarafından geliştirilen eleştirilerdir. Her iki düşünce geleneği üzerinden tartışılan mekân ve yer birbirinden ayrı olarak düşünülmüştür. Hem mutlak mekân anlayışını hem de yer yaklaşımlarının fenomenolojik boyutunun eleştirisi, genel anlamda, toplumsal mekân kavramından hareketle ortaya konulmaktadır. Bu bağlamda David Harvey ve Doreen Massey toplumsal mekân düşüncesinden hareketle mekân ve yerin ilişkisel boyutunu ön çıkarmaktadır. Bu ilişkide toplumsal bir ürün olarak mekân, yerlerin toplamını ifade eder. Yerlerin bir ‘fark/toplam’ olarak mekânı anlamlandırması uzunca bir süre göz ardı edilmiş bir olgudur.
The purpose of this study is to examine how the concepts of space and place are theorized in the history of thought and their effects on geographical thought. Place and space are occasionally used interchangeably and sometimes have completely different definitions in today’s dictionaries, both in ordinary and discipline dictionaries. There are different ways of defining the concepts of space and place in the discipline of geography. Therefore, in order to understand the different definitions of space and place in geography, it is essential to analyze the epistemological traditions that feed on the ways of using both concepts. As it is a conceptual, historical, and theoretical study, “textual analysis” technique, which is a qualitative method, has been used. In conclusion, this research looks at how two different perspectives on space and place affect geographical thinking. The first is modern thought’s evolving notion of “absolute space.” The second concern is phenomenologists’ challenges of the concept of absolute space. Space and location are treated independently in different philosophical systems. The critique of the phenomenological dimension of both absolute space and place approaches is put forward, in general terms, based on the concept of social space. In this context, David Harvey and Doreen Massey highlight the relational dimension of space and place based on the idea of social space. In this relation, space as a social product expresses the sum of places. It is a phenomenon that has been ignored for a long time that places make sense of space as a “difference/total.”
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 6 Ocak 2022 |
Gönderilme Tarihi | 6 Mart 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 43 |