In this study, the social and legal views in the political philosophy of al- Fārābī and Kant were examined comparatively. These philosophers claim that human being is a creature who was always in need of his species from the very beginning of his creation, therefore human beings have to live together in order to survive. But, they dissent from each other in the matter of natural state. According to al- Fārābī, advocating organized social structuring on the basis of human nature, society is a part of human nature. Within this framework, it is understood that socialization, including political organization, emerged simultaneously with the emergence of human beings. However, according to Kant governmental organization is neither originated from human nature, nor it is part of the existence. In their natural condition, human beings constitute their rational-legal demands aiming to secure their liberty and equality through a state which has also being established on the basis of legal contract. Besides, while Kant asserts that human beings need nothing other than their own reason in order to reach perfection, al- Fārābī thinks that perfection can only be gained through following the right guide. In this context, in Kant’s political philosophy free individual can reach perfection in republican social structure established on the basis of on human law, on the other hand the case is not the same in al- Fārābī’s philosophy. In al- Fārābī’s opinion human being is deficient entity in terms of hiscreation. As a result, he needs a guide to reach true happiness which is the purpose of his existence and this guide is first president. In philosophical system of al- Fārābī the first president symbolizes perfect individual with the characteristics of philosopher and prophet
al-Fārābī Kant human nature republic virtuous religion philosophy first president
Bu çalışmada Fârâbî ve Kant’ın siyaset felsefesinde yer alan toplum ve hukuk görüşleri karılaştırılmalı olarak incelenmiştir. Bu filozoflar, insanın yaratılışının başından itibaren kendi türdeşlerine ihtiyaç duyan bir varlık olduğunu ve bu nedenle varlığını sürdürebilmesi için başka insanlarla birlikte yaşamak zorunda olduğunu savunmaktadırlar. Ancak iptidai yaşamdan çıkış hususunda birbirinden ayrılmaktadırlar. İnsan doğası temelinde teşkilatlı toplumsal yapılanmayı savunan Fârâbî’ye göre toplum, insan tabiatının bir parçasıdır. Bu çerçevede siyasal örgütlenmeyi de içeren beşerî ictimânın, insan varlığının ortaya çıkışıyla eşzamanlı olarak ortaya çıktığı anlaşılmaktadır. Ancak Kant’a göre devletli teşkilatlanma insan doğasından kaynaklanmadığı gibi onun varlığının bir parçası da değildir. Doğal durumda bulunan insanlar, birey olarak özgürlüklerinin ve eşitliklerinin güvence altına alınmasına yönelik akılsal-hukuksal taleplerini, yine hukuksal sözleşme temelli kurulmuş bir devlet aracılığıyla tesis etmektedirler. Bunun yanı sıra Kant, insanların kemale ermek için kendi akıllarından başka herhangi bir rehbere ihtiyaçları olmadığını savunurken Fârâbî ise yetkinleşmenin ancak doğru bir rehberi takip ederek gerçekleştirilebileceğini düşünmektedir. Bu çerçevede özgür birey, Kant’ın siyaset felsefesinde beşeri hukuk temelinde inşa ettiği cumhuriyetçi bir toplumsal yapıda kemale ererken Fârâbî’de ise böyle bir durum söz konusu değildir. Çünkü ona göre insan yaradılışça eksik olan bir varlıktır, bu nedenle varlık gayesi olan gerçek mutluluğa ulaşmak için bir rehbere ihtiyaç duymaktadır ki bu rehber de ilk başkandır. Fârâbî’nin felsefî sisteminde ilk başkan karakteri, filozof ve peygamberin özelliklerine sahip olan kusursuz bireyi ifade etmektedir.
Fârâbî Kant insan doğası cumhuriyet erdemli din felsefe ilk başkan
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 48 |