Edward Morgan Forster, 1909 yılında yazdığı “Makine Duruyor” öyküsünde ütopyadan distopyaya geçiş yapan bir anlatı ve aynı zamanda da sosyal bilimkurgu özelliklerini taşıyan bir kurmaca dünya yaratır. Kendi döneminin teknoloji hayranlığına uyarı niteliğinde bir öykü sunan Forster, hem gelinebilecek noktaya bir pencere açar hem de olası tehlikeler karşısında insanın var oluşunu sergiler. Öngörülen distopik toplumda, arı kovanı analojisi çerçevesinde insanlar amaca hizmet eden işçiler konumuna yerleştirilirken mağara alegorisi benzeri bir yer altı karanlığına hapsolurlar. Her birey bir petek içinde konumlanır ve burada hayatlarını yalıtılmış ve yalnız yaşamak durumundadırlar ve bu toplumda işleyiş sistemi ve düzenini sağlayan, sürekli uğuldayan ve Vernor Vinge’in “teknolojik tekillik” kavramını örnekleyen Makine isimli araçtır. Bu teknolojik gelişmişlik içinde bağımlı kalmış teknosoyal bireylere eleştirel bakış, Kuno karakteri aracılığıyla gerçekleşir. Bu nedenle, bu çalışma Kuno’nun kendi içinde bulunduğu topluma bakışını, insanın kendini kendi eliyle bağımlı hale getirdiği Makine’yi sorgulayışını, yaşadığı huzursuzluğu ve mutsuzluğu Günther Anders’in “Prometheusçu utanç” bağlamında ele alacaktır. Bunun sonucunda yaratıcı olarak yaratılana bağımlılık utancı, değişime olan inancın ve umudun temeli olarak tartışılacaktır.
Prometheusçu utanç sosyal bilimkurgu E. M. Forster “Makine Duruyor” teknolojik tekillik
In his short story “The Machine Stops” (1909), Edward Morgan Forster creates a fictitious world that is a transitional narrative from a utopian to dystopian perspective as well as a social science fiction piece. Forster presents a story that is a warning and a rebuke to appreciation of technology at his time, and in doing so, he both presents a vision of the achievable point and demonstrates the survival of humanity against the potential threats. In the envisaged dystopian community, the analogy of the beehive positions human beings in the system as instruments that serve the entire structure as workers, as the hands of the system, and at the same time, people who are imprisoned in underground darkness, as in the cave allegory. Each individual is placed in a bee cell and establishes a life isolated and alone, and the instrument that provides the system and order in this society is the Machine, which illustrates Vernor Vinge’s concept of “technological singularity”. The main character, Kuno, is the one who provides the reader with an insightful and critical perspective with regard to the dependent techno-social individuals in this technological advancement. Hence, the purpose of this study is to analyse Kuno’s view of the society, his questioning of the Machine that man has made himself reliant on, and his uneasiness and discontent within the context of Günther Anders’s “Promethean shame”. Accordingly, as the creator, developing a sense of shame for relying on the created will be explored as the foundation for the belief in and hope for change.
Promethean Shame social science fiction E. M. Forster “The Machine Stops” technological singularity
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 4 Temmuz 2023 |
Gönderilme Tarihi | 13 Mayıs 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |