Perulu Modernist yazar Aurora Caceres'in
(1877-1958) La Rosa Muerta (1914)
adlı romanının ana teması seyahattir: romanın kadın
baş kahramanı ya da başka bir ifadeyle onun hasta kadın bedeni ağır hastalığına
çare bulmak için bir yolculuğa çıkar. Bu çalışma romanda sunulan iki uzamı,
Paris'i ve Berlin'i incelemeyi ve bu iki Avrupa kentinin nasıl birer antagonist
olarak resmedildiğini göstermeyi amaçlar. Kadın karakterin bu iki kente dair
mekan, çevre, doktor, klinik tasvirleri, izlenimleri ve deneyimleri
başkahramanın duygularının yanı sıra Aurora Caceres'in, Berlin'in karşısında
Modernistlerin Kabesi olarak nitelenen Modernist Paris tercihini de yansıtır.
Romanda Paris, Laura'nın Berlin'in temsil ettiği avamlıktan kaçışıdır; Laura
gerçek aşkı Berlin'de değil, Paris'te bulur; sevgili doktoru Castel gibi
kendini mesleğine adamış şefkatli doktorlar Paris'te bulunurken, Berlin'deki en
itibarlı doktor duygusuz ve hastalarına dokunmaktan çekinen biri olarak tasvir
edilir. Bu bağlamda Paris, Laura'ya gerçek aşkı ve olası bir çareyi sunan kent
olarak resmedilirken, Berlin ise hayata gözlerini yumacağı kent olarak
belirir.
Modernizm Aurora Caceres La Rosa Muerta hasta kadın bedeni Paris ve modernizm
Konular | Sanat ve Edebiyat |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Nisan 2016 |
Gönderilme Tarihi | 21 Nisan 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Cilt: 26 Sayı: 1 |