The sociology of translation provides a methodology which enables the researcher to focus on the agents who produce a translation product and their position-taking in the field by considering the interrelationships between the “field”, “habitus” and “capitals”. The approach adopted in the sociology of translation has been substantially shaped by the sociological concepts developed by Pierre Bourdieu. Habitus, which is one of the most important concepts in this respect, provides an important tool to researchers in terms of studying the agents and their roles in the field. This study examines the influence of the translational agents on the circulation of women-centred plays with a feminist perspective. Since theatre is a performing art which brings linguistic and non-linguistic elements together, drama translation also requires many points such as performability, speakability and playability to be taken into account which go beyond the textual and linguistic concerns. Considering this, it is possible to say that a drama translator with a “habitus” structured in the field of theatre will inevitably have an effect on the translation product. Hence, departing from this supposition, the study concentrates on Jale Karabekir’s “professional habitus” through the example of Nora-A Doll’s House by Henrik Ibsen. Nora-A Doll’s House, which universally questions gender roles, has been translated by different translation agents in Turkey before; however it has been constructed with a feminist dramaturgy for the first time by the founder and general art director of Tiyatro Boyalı Kuş Karabekir. Karabekir has also made the play available to a larger number of women audiences thanks to the performance carried out in different cities in Turkey.
The sociology of translation habitus drama translation feminist theatre Nora-A Doll’s House
Çeviri sosyolojisi, bir çeviri ürününün ortaya çıkmasında rol oynayan eyleyicilerin alandaki konum almalarını “alan”, “habitus” ve “sermayeler” ilişkiselliği içinde irdelemeyi sağlayan bir metodoloji sunar. Çeviri sosyolojisinin ortaya koyduğu bu yaklaşım, büyük oranda Pierre Bourdieu’nün sosyolojik kavramlarıyla şekillenmiştir. Bu kavramlar arasında önemli bir yere sahip olan habitus, alandaki eyleyicileri ve oynadıkları rolü anlamak açısından, araştırmacılara katkı sağlamaktadır. Bu çalışma da, tiyatro çevirisi kapsamında, çeviri eyleyicilerinin sahip olduğu “profesyonel habitus”un, kadın merkezli oyunların dolaşımına ve bu oyunların feminist bir bakış açısıyla sahne taşınmasına etkisini irdelemektedir. Dilsel ve dil dışı öğeleri biraraya getiren performansa dayalı bir sanat dalı olarak tiyatro, çeviri aşamasında metin ve dil düzeyinin ötesine uzanan oynanabilirlik, konuşulabilirlik ve sahnelenebilirlik gibi konuları da dikkate almayı gerektirmektedir. Bu açıdan ele alındığında, tiyatro çevirmeninin tiyatro alanında yapılanmış bir “habitus”a sahip olmasının ortaya çıkacak çeviri ürününü etkilediğini söylemek mümkündür. Buradan hareketle, çalışmada, Henrik Ibsen tarafından kaleme alınan Nora-Bir Bebek Evi özelinde ve buradan yola çıkarak yapılan irdelemede, Jale Karabekir’in “profesyonel habitusuna” odaklanılmaktadır. Toplumsal cinsiyet rollerinin evrensel olarak sorgulandığı Nora-Bir Bebek Evi, Türkiye’de daha önce farklı çeviri eyleyicileri tarafından çevrilmiş; ancak feminist tiyatro topluluğu Tiyatro Boyalı Kuş’un kurucusu ve genel sanat yönetmeni olan Karabekir tarafından ilk defa feminist dramaturgiyle sahneye taşınmıştır. Karabekir aynı zamanda benimsemiş olduğu feminist duruşun bir sonucu olarak Türkiye’nin farklı şehirlerinde yaptığı gösterimlerle oyunun daha geniş bir kadın kitlesine ulaşmasını da sağlamıştır
Çeviri sosyolojisi habitus tiyatro çevirisi feminist tiyatro Nora-Bir Bebek Evi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 23 Aralık 2020 |
Gönderilme Tarihi | 3 Temmuz 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 30 Sayı: 2 |