Akdem yay., 2010, s. 261, 262.) D. Gutas, “Certainty, doubt, error: Comments on the epistemological foundations of medieval Arabic science,” Early Science and Medicine, 7 (3), 2002: 276-289. bilimin dinsel çevre içindeki gelişimini bağlamsal (contextual) olarak değerlendirmekte;8 dinsel ve bilimsel bilgi arasındaki karmaşık ve çok yönlü ilişkilerin çözümlemesi ile, İslam çevresinde gelişen bilimi kendi terimleriyle anlamlandırmaya çalışmaktadır.9 Bu çerçevede, tarihlendirmeler ve evrelemeler de değişmektedir.10 İslam bilimlerinin, Gazzali sonrası (öl. 1111) genel bir gerilemesinden artık söz edilmemektedir. Çünki, Arap astronomisinin parlak dönemi 13-15. yüzyıllar arasında yaşanırken, diğer bilim dallarının ilerlemesi ya da duraklaması koşut olmamıştır. İslam bilginlerinin,11 bilimi Yunanlılardan alıp Batı’ya aktaran edilgen bir topluluk olmadığı, bu bilgi bütününü özümseyerek (appropriation), toplumsal gündemlere göre, daha olgun yorumlara eriştirmeyi başardıkları görüşü yaygınlaşmıştır. Dr. Fancy, kitabının ikinci bölümde İbnü’n-Nefis’in bir biyogafisi ile Ortadoğu’nun siyasal ve kültürel karmaşasının bir panoramasını vermektedir. İbnü’n-Nefis’in düşünsel gelişimini etkileyen olayların başında Şafiî kelam ulemasının, Aristotelesci felsefe ve ilahiyat, özellikle mantık ve metafizik okuluyla tartışmaları gelmektedir. Aynı dönemde, klasik aklî bilimlerin (ulumü’l-avail) din bilimleri ile birlikte ele alındığı, ve tıp ve astronomi gibi bilimlerle ilgilenen ulemanın biyografik derlemelerde (tabakat) öne çıkarıldığı görülmektedir.12 Tartışmaların bir diğer yanı ise, dinsel metinlerin akli çözümü (ehl-i rey) ile geleneksel isnad (ehl-i hadis) yoluyla yorumlanması üzerinedir. Yazar, ‘gelenekçi bir rasyonalist’ olarak nitelendirdiği İbnü’n-Nefis’in hadis (Muhtasar fi İlm-i Usul-i Hadis) çalışmaları içindeki aklî (rasyonel) karaktere dikkat çekmektedir. Fancy, İbnü’n-Nefis’in hadis ve diğer din bilimlerini akıl ve vahiye birlikte dayandırmakla, örneğin, din bilimlerinde düşüne (intellect) yer vermeyen İbn-i Haldun’dan ayrı tutulması gerektiğini; İbnü’n-Nefis’in hadisin önceliğini kabul ederken, içeriğinin akıl yoluyla doğrulanmasına önem verdiğini belirtmektedir. İbnü’n-Nefis, yaşadığı dönemde geleneksel İslam düşüncesine yakın duruşuyla, Kitabü’ş-Şifa’sında akılcı bir felsefeyi savunan İbn-i Sina’ya da üstün gösterilmiştir
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Yayın Tanıtımı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2013 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Cilt: 14 Sayı: 2 |