lar ile tarihî maddeciler arasında tarz-ı izah itibariyle mevcut olan bu ihtilafı izah etmek ihtiyacı ve izahın mümkün olduğuna itikat itibariyle bir ittihat irae eylemez [ifade etmez, göstermez] mi? Bouglé, bu noktaya işaret eden bir mülahaza kaydediyor (sahife, 208): Tarihî maddecilik bir monizmdir. Cemi- yetin ilmi olmak itibariyle her ilim gibi vahdet-i fıtri istilzam eder. Durkheim içtimaiyatı da aynı iddiadadır. İçtimai hadisatın muayyen kanunlara kabil-i irca olduğunu zımnen kabul eder (s. 209). Bouglé’nin mukayesesinden daha ileri gidebileceğimiz aşikardır. Diyebiliriz ki eğer Simmel’in tarihî maddecilik hakkında ve Bouglé’nin Durkheim içtimaiyatı hakkında “marifet nazariyesi” itibariyle yaptıkları tenkitler yaklaştırılırsa1 her iki mesleğin de ispata muhtaç olan mütearifelerinin ayniyet irae eylediği görülür. Simmel’in gösterdiği veç- hile hadisat-ı içtimaiyenin müşevveş nesci arasında tarihî maddeciliğin yalnız bir silsileyi, iktisadi hadiseler silsilesini “bizatihi şeyi” mevcudiyeti itibariyle gayre muhtaç olmayan ve diğer bütün hadisatı izah eden “mebde-i asli” [asıl başlangıç] payesine is’ad eylemesi [yükseltmesi] ilim değil ma-bade’t-tabiadır 1 Belot, Etudes de morale positive; Simmel, Probleme der Geschichtesphilosophie
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Çevrimyazılar |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 22 Haziran 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Cilt: 3 Sayı: 28 |