Bektaşi geleneği içerisinde “velayetname” adı verilen menâkıbnâmeler, bir tarikatın büyüklerinin keramet adı verilen olağanüstü eylemlerinin anlatıldığı metinlerdir. İslam dünyasında örneklerinin verilmeye başlandığı ilk dönemlerde temel anlamı “övülecek güzel iş, hareket”e uygun düşecek şekilde menkıbeler faziletli işlerin, örnek davranışların anlatıldığı metinler iken tasavvuf düşüncesinin İslam dünyasında yaygınlık kazanmaya başlamasıyla birlikte sufilerin kerametlerinin de anlatıldığı metinlere dönüşmüştür. Pek çok tarikat çevresinde örnekleri verilen, içinden çıktığı tarikat çevresinin velilerinin yüceltilmesi mantığını taşıyan bu metinler sözlü kültür ortamında aktarıldıktan sonra yazıya geçirilmişlerdir. Yazıya geçirildikleri dönemin kültürü, inanç yapısı, sosyal düzeni ve dini inançları hakkında pek çok bilgi veren bu metinler içerdikleri motifler bakımından da son derece zengin oldukları görülür. Bu bağlamda Bektaşi velilerinin kerametlerinin anlatıldığı ve böylelikle yüceltildiği velayetnameler içerisinde karşımıza pek çok örneği çıkan motiflerden biri de ejderha ile mücadeledir. Türk kültüründe ve dünya üzerindeki pek çok milletin tasavvurlarında sahip olduğu büyük güçle ve yıkıcı tabiatıyla yansıtılan ejderha ile Bektaşi velilerinin giriştiği mücadeleler dikkat çekicidir. Velayetnamelerde yer alan bu mücadele sadece mitolojik bir varlığa karşı verilen bir savaş olmanın ötesinde derinlerine inildikçe mitik varlığın irtibatlandırıldığı kaosla girişilen ve kozmosu veya en basit haliyle sosyal düzeni korumanın esasını teşkil ettiği bir boyuta sahiptir. Bu çalışmada Hermann Gunkel’in kaosla mücadele kavramı çerçevesinde Bektaşi velayetnamelerinde ejderha ile mücadele durumu irdelenecektir.
Menakıbnames are called velayetnames in Bektashi culture and represent texts that narrate tales of miraculous deeds or keramet performed by prominent figures of a sect. When the first examples of menakıbnames began to be offered in the ancient Islamic world, they aligned with the essential value that good deeds should be praised, describing virtuous actions and exemplary behaviors. However, as Sufism became widespread in the Islamic world, menakıbnamestransformed into texts that also detailed the miraculous deeds of the Sufi saints. Examples of the performed miracles were offered through word of mouth in numerous sect circles to glorify the saints of the sect circle from which they originated. The initial oral testimonies were later recorded in writing. These texts encompass vibrant motifs and represent sources of extensive information about the culture, belief structure, social order, and religious beliefs of the period wherein they were inscribed. Velayetnames extol and glorify the deeds of Bektashi saints; an oft-encountered motif in them concerns a fight against a dragon, and numerous examples of these accounts may be cited. The accounts are striking in their descriptions of Bektashi saints grappling with this creature. The mythic form of the dragon as a being of immense power has captured the imaginations of many cultures across the world, including the Turkish. Apart from depicting fights against this mythological entity, the velayetnames convey the underlying allegorical connotation of conflict against a mythic entity represented as a destructive force. This cosmic battle against chaos constitutes a basis for the preservation of the cosmos in its simplest form, the social order. The present study examines this battle between universal order and disorder through the conceptual framework of Hermann Gunkel’s Chaoskampfy.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 8 Temmuz 2021 |
Gönderilme Tarihi | 15 Nisan 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 61 Sayı: 1 |