Mehmed Fevzi Efendi
(1826-1900) as known “Edirne Müfti” lived in XIX centuriy in diffierent regions
of the Ottoman geography who transact business in various field, he was thinker
who grow up about religious information and law area as recognized late Ottoman
scholar, literary man, sufi, professor and jurist. Mehmet Fevzi Efendi fit
seventy five pieces to seventy five years of life, he has expressed ideas on
various topics and they are keep up to date the view of human and unusally
classification of human expression. We are try to handle in this essay
delineation and dissection of human with “Hadaik-i Hamiddiyye Nâm Ahlak Risalesi”
which in Istanbul University Turkish Writing Department registered number of
4187. The author outlines on the definition of philosopher’s living beings
based on, which is “able to breeding, senses and moving with its will” and old culters thinkers accepted “Hayavân-i
Nâtika” (the thinker/speaker alive)’s approach. However, they saw them as a
common feature of all living beings, and that the element which made the human
being human is hidden in his/her spirituality. Grace
of human has evoluated according to Islam by the author who believed a person
can seen as human but in the reality cannot be a person without knowledge and
wisdom. Mehmet Fevzi Efendi usually uses sufism items which is diveded four
parts that “Insan-i kamil, Insan-i mukemmil, Insan-i nakis, Insan-i munakkis”.
The criter of this fundamental ideas measure explains being a good person, the
most not the self benefit of person but the others, being a bad person the most
not the self demage but the others. Besides this according to Mehmet Fevzi
Efendi, no matter how bad person needs to have been treatten with kindness,
show mercy, a gentle word to say, even he/she is not a Muslim giving gift and
treats means taken morality by Allah’s morality. The author who sees human as
“aim existance” approachs about some ethics rules that human is not deteriorate
and those rules shows way to salvation for hearafter. Besides the scholarship
identity of Mehmet Fevzi Efendi also considered to have sufi good manners, he
had tolerant approach to human and thought like a group of Anatolian sufi
tradition. Also according to us the author’s mystic energy which suggest
solution to today’s anthropocentric trouble.
Mehmet Fevzi Efendi Human-being Sufism Hadaik-i Hamidiyye Ethic.
“Edirne Müftüsü” olarak tanınan son dönem Osmanlı
âlim, edip, sûfî, müderris, hukuk adamı Mehmed Fevzî Efendi (1826-1900) XIX.
Asırda yaşamış, Osmanlı coğrafyasının çok farklı bölgelerinde değişik görevler
icra etmiş, kendisini dinî ilimler ve hukuk alanında iyi yetiştirmiş bir
mütefekkirdir. Yetmiş beş yıllık hayatına yetmiş beş eser sığdırmış, çeşitli konularda
fikir beyan etmiş Mehmed Fevzî Efendi’nin günümüzde de güncelliğini koruyan
insan tasnifi alışılmışın dışındadır. Biz bu makalemizde onun İstanbul
Üniversitesi Türkçe Yazmalar Bölümü 4187 numarada kayıtlı “Hadâik-i Hamidiyye Nâm Ahlak Risalesi” adlı yazma eserinden
istifadeyle insan tarifi ve tasnifini ele almaya çalışacağız. Müellif bu
eserinde ana hatlarıyla filozofların canlıların özelliklerinden olan “Üreyen,
duyu sahibi, iradesiyle hareket edebilen bir varlık” tanımını esas almış, kadim
kültürlerin insanı “Hayavân-ı nâtık” (Düşünen/Konuşan hayvan) şeklindeki
yaklaşımını kabul etmiştir. Ancak bunları tüm canlıların ortak özelliği görüp
esas insanı insan yapan unsurun onun maneviyatında gizli olduğunu ifade
etmiştir. İnsanın keremini İslam dini çerçevesinde ele alan yazar, ilim ve
irfandan mahrum olan bir insanın surette bir insan ama gerçekte insan
olamayacağına inanmaktadır. İnsana bakışında daha çok tasavvufi ögeler kullanan
Mehmed Fevzî Efendi onu dört kategoriye ayırmakta bunları, “İnsan-ı kâmil,
İnsan-ı mükemmil, İnsan-ı nâkıs, İnsan-ı munakkıs” şeklinde betimlemektedir. Bu
tasnifin ana fikrinde insan, bir başkasına faydası dokunmakla iyi, kötü olması
ise başkalarına zarar vermesiyle nitelendirilmesidir. Bununla birlikte Mehmed Fevzî Efendi’ye göre,
insan ne kadar kötü olursa olsun ona iyilikle davranmak, merhamet etmek,
yumuşak söz söylemek, hatta Müslüman olmasa bile hediye ve ikramda bulunmak,
Allah’ın ahlakıyla ahlaklanmak demektir. İnsanı “Gaye varlık” olarak gören
müellif, onun bu dünyada bozulmaması ve ahirette kurtuluşa ermesinin yolunu
gösterme bağlamında bazı etik kurallardan söz etmektedir. Mehmed Fevzî
Efendi’nin âlimlik kimliği yanında aynı zamanda tasavvuf âdabına sahip olduğu
dikkate alındığında, insana yaklaşımında hoşgörü sahibi Anadolu tasavvuf
geleneğine mensup zevatın görüşleriyle benzer düşünceler taşıdığı
görülmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Hakemli Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 |
· JAD, bilgiyi genişletmek ve geliştirmek için tamamen Açık Erişim Dergi Politikasını kabul eder.
· Adres: Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Esenboğa Yerleşkesi Çubuk/Ankara