Öz
İnsanın yaşadığı her dönemde var olan ancak, dünya üzerinde son yüzyılda etkisi daha fazla hissedilir hâle gelen tüketim kültürü, sosyal yaşamdaki birçok dengeyi de etkilemiştir. Böylece tüketim, insanın ihtiyacına yönelik gerçekleştirdiği bir davranış olmaktan çıkmış ve artık insan, tüketmeyi bir ihtiyaç olarak görmeye başlamıştır. İnsan, varlığını tüketimle görünür hâle getirmeye çalışmıştır. Kapitalist düzenin hâkim olduğu dünyada, toplumdaki yabancılaşma artmıştır. Samimi insan ilişkileri yerini, daha bireysel ilişkilerin var olduğu küresel bir dünyaya bırakmıştır. İnsanlar, göstergelerle birbirlerine mesaj vermeye başlamışlardır. Bu göstergeler, genellikle marka değeri olan ürünlerdir. Bu çalışmada, tüketim kültürü bağlamında Kur’an’da gösterişçi dindarlığın görünümleri sosyolojik olarak ele alınmıştır. Araştırmanın amacı ise, tüketim kültürü bağlamında gösterişçi dindarlığın sosyolojik görünümlerini a) lüks tüketim ve yapılan harcamalar bakımından gösterişçi dindarlık, b) itikadi açıdan gösterişçi dindarlık ve c) ameli açıdan gösterişçi dindarlık yönünden ele almaktır. Bu çalışmada, açıklayıcı yöntem bağlamında tarihsel dokümantasyon tekniği kullanılmıştır. Öyle ki Kur'an, gösterişçiliği eleştirmiş ve dünya hayatının geçiciliğinden bahsetmiştir. Bu anlamda samimiyetle yapılmayan ibadetlerin kabul edilmeyeceğini ve katıldıkları ilim meclislerinin, münafıklara hiçbir faydasının olmayacağını vurgulanmıştır.