When the indoor air quality is considered as a term, it is seen that it is a concept covering many different factors such as temperature, humidity, properties and quantities of chemical and other pollutants. This concept creates environmental problems especially in banks, restaurants, government offices and healthcare organizations where are crowded places. In these places where emissions disturb indoor air quality, various physical factors such as the operating speed of the air conditioner, temperature and humidity are also of great importance right along with the possible presence of microbiological and chemical components. Symptoms such as headache, fatigue, eye and skin irritation as well as psychological problems can be found in places that are poor in terms of air quality, and these symptoms can be seen in both visitors and employees. This illness, which people live in the buildings they are in, is called "Sick Building Syndrome". It has been reported that when people are away from the buildings where people feel uncomfortable, the symptoms of the disease are completely or mostly disappeared. When the studies in the literature are examined, it is seen that the pollutants that will threaten human health such as CO, CO2, O3, TVOC, HCHO, PM2.5, PM10, bacteria, fungus spores are measured. By way of measures including control techniques such as particle control, air disinfection systems, humidity control, pressure regulation systems, the indoor air quality of these various organizations is being improved day by day with technology. The aim of the study is to be examined the studies about SBS and indoor air quality in the world and Turkey, and revealed the results which are obtained by comparing.
İç
hava kalitesi terim olarak ele alındığında, içerisinde sıcaklık, nem, kimyasal
ve diğer kirletici maddelerin özellikleriyle miktarları gibi birçok farklı
faktörü kapsayan bir kavram olduğu görülmektedir. Bu kavram özellikle insan
yoğunluğunun fazla olduğu banka, restoran, resmi daire, sağlık kuruluşlarındaki
en önemli olumsuz çevresel koşulları oluşturmaktadır. Bu tür yerlerde iç hava
kalitesini bozan emisyonlarda, muhtemel olarak bulunabilecek mikrobiyolojik,
kimyasal bileşenlerin yanı sıra, klimanın çalışma hızı, sıcaklık, nem gibi
çeşitli fiziksel faktörler de büyük önem arz etmektedir. Hava kalitesi yönünden
zayıf olan yerlerde baş ağrısı, yorgunluk, göz, deride tahriş ve psikolojik
sorunlar gibi semptomlar hem ziyaretçi hem de çalışanlarda görülebilmektedir. İnsanların
bulundukları binalarda yaşadıkları bu rahatsızlığa “Hasta Bina Sendromu (HBS)”
adı verilmektedir. Yapılan çalışmalarda insanların rahatsızlık duydukları
binalardan uzak kaldıklarında hastalık semptomlarının tamamen veya çoğunun
kaybolduğu bildirilmektedir. Literatürde bulunan çalışmalar incelendiğinde iç
havada bulunan CO, CO2, O3, TVOC, HCHO, PM2.5, PM10, bakteriler,
mantar sporları gibi insan sağlığını tehdit edecek kirleticilerin ölçüldüğü
görülmektedir. İçerisinde partikül kontrolü, hava dezenfeksiyon sistemleri, nem
kontrol, basınç ayarlama sistemleri gibi kontrol teknikleri bulunduran önlemler
sayesinde bu tür çeşitli kuruluşlardaki iç hava kalitesi, teknolojiyle birlikte
her geçen gün iyileştirilmektedir. Bu çalışmanın amacı dünyada ve Türkiye’de
yapılan iç havayla ilgili çalışmaların incelenerek elde edilen sonuçların neler
olduğunun karşılaştırılarak ortaya konulmasıdır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Mühendislik |
Bölüm | Derleme Makaleler \ Review Articles |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 9 Nisan 2018 |
Gönderilme Tarihi | 26 Eylül 2017 |
Kabul Tarihi | 12 Şubat 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 |