Uluslararası ticari faaliyetlerin ortaya çıkmasıyla birlikte, ülkeler arası ticareti takip etmek amacıyla gümrük sistemi ortaya çıkmıştır. Her ülke kendine özgü gümrük kanunları çıkartarak ikili ticaretini kontrollü bir şekilde sürdürmüştür. Ülkeler, artan uluslararası ticaretle birlikte gümrük kanunlarında düzenlemeler ve değişiklikler yapmaya başlamışlardır. Gümrük kanunlarında düzenlemeler yapan ülkeler, ihtiyaçları doğrultusunda ithalatta gümrük vergisinden muafiyet sağlama yoluna gitmişlerdir. Uluslararası ticarette yer edinmeye çalışan Türkiye Cumhuriyeti Devleti de, 1923 yılında imzalanmış olan Lozan Antlaşması gereğince, 1929 yılına kadar gümrüklerde herhangi bir uygulama yapma hakkına sahip olamamıştır. Lozan Antlaşmasında verilen sürenin 1929 yılında son bulmasının ardından çıkartılan Gümrük Tarife Kanunu’yla, Türkiye kendi gümrüklerine dair artık tek yetkili mercii olmuştur. Kanunun yürürlüğe girmesinin ardından ülkenin ihtiyaçları doğrultusunda dış alımlarda gümrük vergisi muafiyeti uygulaması sağlayan ülkeler arasında Türkiye de yer almıştır. Devlet, muafiyet uygulamasını daha çok sanayi odaklı olarak gerçekleştirme kararı almıştır. İzmir İktisat Kongresi’nde alınan kararlar neticesinde, 1927 yılında çıkartılmış olan Teşvik-i Sanayi Kanunu’yla sanayinin kalkınması adına ilk adım atılmıştır. 1929 yılı itibariyle sanayi faaliyetlerini artırma çalışmalarında, sanayilerin eksikliklerini tamamlamak adına yurt dışından destek alınması konusu gündeme gelmiştir. Sanayinin gelişmesi için gerekli malzemelerin yurt dışından getirilmesinde gümrük muafiyeti uygulaması uygun görülmüştür. 1929-1945 yılları arasında değişen koşullar ve ihtiyaçlar çerçevesinde gümrük vergisi muafiyetinde değişiklikler yapılmıştır. Bu çalışmada; 1929-1945 yılları arasında, (i) Cumhuriyet döneminde Türkiye’deki gümrük muafiyeti düzenlemeleri, (ii) kriz ve savaş ortamında sanayi faaliyetlerinin gelişmesi adına yurt dışından getirilen ürünler, (iii) hangi ülkelerden destek alındığı ve (i) sanayi ürünleri için uygulanan gümrük muafiyetinden ne derece faydalanıldığı gibi konular, Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı ve Cumhuriyet Arşivi belgeleri ışığında ortaya konulmaya çalışılmıştır.
With the emergence of international commercial activities, a customs system has emerged in order to monitor international trade. Each country maintained its bilateral trade in a controlled manner by enacting its own customs laws. With increasing international trade, countries have begun to make regulations and changes in their customs laws. Countries that make regulations in their customs laws have opted for exemption from customs duty in imports in line with their needs. Trying to find a place in international trade, the Republic of Turkey, too, did not have the right for the implementation of any customs rules until 1929 in accordance with the Treaty of Lausanne, signed in 1923. Following the end of the time allocated in the Treaty of Lausanne in 1929, Turkey became the sole competent authority of their own customs as she issued the Law on Customs Tariff. Following the enactment of the Law, Turkey became one of the the countries that provide the exemption of customs duties on foreign purchases to meet the needs of the country. The state has decided to implement the exemption application with a more industry focus. As a result of the decisions taken at the Izmir Economy Congress, the first step was taken in the name of the development of the industry with the Encouragement of Industry Law enacted in 1927. As of 1929, in efforts to increase industrial activities, the issue of getting support from abroad in order to complete the deficiencies of the industries came to the agenda. The customs exemption application has been deemed appropriate in bringing the necessary materials for the development of the industry from abroad. Changes were made in the customs tax exemption between 1929 and 1945 within the framework of changing conditions and needs. In this work, using the archive documents of the Department of Presidential State Archives and the Republic Archives, it was aimed to study the issues of (i) customs exemption arrangements during the Republican era in Turkey, (ii) products brought from abroad for the development of industrial activities in crisis and war environment, (iii) from which countries support was received, and the extent to which the customs exemption for industrial products has been utilized between the years 1929-1945.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyal Bilimlerin Tarihi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Mart 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 7 Sayı: 1 |
Tarih ve Gelecek (Journal of History and Future) Uluslararası Hakemli Tarih Araştırmaları Dergisi
DRJI, ResearchBib, Acarindex, ERIH PLUS, ASOS Index, Sindex, SOBİAD, Türk Eğitim İndeksi, Open Access Library (oalib), Eurasian Scientific Journal Index, Google Scholar, Academic Keys, Journal Factor, Index Copernicus, CiteFactor, idealonline, SciLit, Road, Crosreff, Journal TOC, MAKTABA, INTERNATIONAL ISSN, CORE, PAPERITY, INGENTA, OPENAIRE