Çalışma, Bilişsel dilbilim ve veri-yönlendirmeli öğrenim tekniğinin bileşiminin, öğrencilerin İngilizce uzamsal
edatlardan iki grup düşey edatın, over/under ve above/below edinimi üzerindeki etkisini araştırmaktadır.
Çalışmada toplam 52 öğrenci ilgili edatların öğretimi için iki haftalık programa katılmıştır. 26 kişiden oluşan
deney grubu ile veri-yönlendirmeli öğrenime dayalı bilişsel dilbilim içgörülerini içeren bir öğretim tekniği
izlenmiştir. Bu program bilişsel açıklamalar, İlkeli Çokanlamlılık (Principled Polysemy) modeli ve tanıklı dizin
etkinlikleri içermiştir. Kontrol grubu ise aynı şekilde 26 öğrenciden oluşmuş ve deney grubunun aksine
elektronik ya da basılı sözlük çalışmaları üzerine kurulu geleneksel eğitim almıştır. Gruplar daha sonra öntest,
sontest ve geciktirilmiş sontest edimleri açısından karşılaştırılmıştır. İstatiksel çözümlemeler her iki öğretim
tekniğinin öğrencilerin düşey edat bilgilerini önemli ölçüde iyileştirdiğini, fakat veri-yönlendirmeli öğretime
dayalı bilişsel dilbilim içgörülerini içeren öğretim tekniğinin daha çok öğrenim kazanımları sağlama ve bilgiyi
daha iyi hatırlama yönünde geleneksel öğretim tekniğinden çok daha etkili olduğunu ortaya koymuştur.
Bulgular, iki öğretim tekniğinin bileşiminin, edatların farklı anlamlarını anlaşılır bir şekilde öğrencilere sunma
ve öğrencilere ilgili edatların kullanımı ile ilgili zengin bağlam sağlama açısından uzamsal edatların öğretiminde
etkili bir yöntem olabileceğini göstermektedir.
The present study investigates the impact of the integration of the Cognitive Linguistics (CL) pedagogy into Data-driven learning (DDL) on the learners’ acquisition of two sets of English spatial prepositions of verticality, over/under and above/below. The study followed a quasi-experimental design with a control and an experimental group including a pre-test, two instructional treatments, and a post and a delayed post-test for each group. A total of 52 students participated in a two-week instruction on the vertical prepositions. The treatment group (N=26) received a DDL-based CL-inspired instruction, which employed cognitive explanations based on the Principled Polysemy model and concordance activities. The control group (N=26), on the other hand, received traditional instruction (i.e. dictionaries, either electronic or print, as being the only resource). The groups were later compared with respect to their performance on pre-test, post-test and delayed post-test. The statistical analyses revealed that the two teaching methods, the traditional and the DDL-based CL-inspired instruction, helped the students significantly improve their knowledge of the vertical prepositions, yet the latter led to greater learning gains and better retention of knowledge. The findings suggest that the combination of the two instructional pedagogies with the meaningful presentation of the senses of prepositions and the rich context provided for their uses, can be quite effective to teach spatial prepositions.
Diğer ID | JA42RG34YA |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 13 Sayı: 2 |