Günümüzde halkla ilişkilerin karşılaştığı en şaşırtıcı problemlerden birisi, halkla ilişkiler çalışmalarını değerlendirmeye yönelik ortak bir profesyonel çerçevenin eksikliğidir. Bu makale, Kuhn'un (1969) bilimsel devrimler üzerine klasik çalışmasından yola çıkarak yedi alternatif halkla ilişkiler paradigmasını ortaya koymaktadır. Her bir paradigma halkla ilişkileri değerlendirirken farklı merkezi sorulara odaklanmaktadır. Yazar paradigmatik konular üzerine tartışmayı genişletmekte ve sorunun halkla ilişkiler alanı ve eğitimi için önemli sonuçları olduğunu tartışmaktadır.
Bu makale, Ağustos 1992'de Montreal'de yapılan Association for Education in Journalism and Mass Communication kongresinde Halkla İlişkiler Bölümleşmesi Eğitimi oturumunda sunulan sunuşa dayanmaktadır.
Halkla İlişkiler öğreticileri (hocaları) değişik halkla ilişkiler araştırma paradigmalarının erdemi üzerine tartışırken, sorunun önemli bir uzantısı da paradigma kavramının halkla ilişkilerin günlük pratiğine uygulanabilmesi ile ilişkilidir.
Yıllar boyunca pek çok profesyonel halkla ilişkilerciler halkla ilişkilerin kavramsal olarak nasıl ele alınacağı üzerine düşüne gelmişlerdir. Peki nedir bu halkla ilişkiler? İkna mı? İletişim mi? Tutumların değiştirilmesi mi? Başka türlü davranmak mı? Krizleri önlemek mi? Müşterileri tatmin etmek mi?
Olasky (1989)'nin iddia ettiğinin tersine uygulamacılar arasında kavramsal savaşım hala devam etmektedir. Çünkü uygulamacılar (pratikçiler) yalnızca halkla ilişkileri tanımlamakla kalmayıp aynı zamanda kendileri için daha önemli olan halkla ilişkilerin nasıl değerlendirileceğini çözmeye gayret etmektedirler.
Güncel paradigma tartışmasına girilmesi, konuya bakış açıları farklı olmasına rağmen hem araştırmacılar hem de uygulamacılar için kaçınılmazdır. Araştırmacılar paradigma sorununu daha çok makro düzeyde yani bir bütün olarak halkla ilişkilerin kurumları, kamuyu ve toplumu etkileme biçimini ele almaktadırlar, öte yandan daha dar, pratiğe yönelik ve mikro düzey bakış açısından paradigma sorunu birey olarak uygulamacıların kendi çalışmalarına nasıl yaklaşacağı bağlamı içinde yer alır. Bu iki yaklaşımda birbiriyle yakından ilintilidir çünkü halkla ilişkiler uygulamaları aynı zamanda uygun alternatif araştırma paradigmaları için açılımlar sağlamaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Derleme Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 12 Mayıs 2014 |
Gönderilme Tarihi | 12 Mayıs 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2000 Cilt: 1 Sayı: 3 |