20. yüzyılda hayatın her alanında çok büyük değişimler yaşanmış, iletişim teknolojilerindeki yenilikler, ulaşım araçlarındaki gelişmeler ile yeni ilişki biçimleri ve ağları kurulmuştur. Kuşkusuz bu gelişmelerden en çok etkilenen alanlardan biri de siyasal alan olmuş/olmaktadır. Bu yeni dönemin belirleyici unsurlarından olan iletişim teknolojileri ve kitle iletişim araçları gerek kurumsallaşmış siyasal yapıların gerekse bireylerin siyaset yapma biçimlerini de yapısal olarak dönüşmesinde önemli bir etken olmuştur. Bu çerçevede içinde bulunulan dönemde lider artan bir şekilde siyasetin merkezine doğru kayarken, 19. Yüzyılda ve 20. Yüzyılın ilk yarısında siyasetin en belirleyici unsurları olan siyasi partiler, merkezden gittikçe uzaklaşmakta, belirleyicilik niteliklerini kaybetmekte oldukları çalışmanın varsayımını oluşturmaktadır.. Ancak bu varsayım siyasal süreçte siyasi partilerin tamamen devre dışı kaldığı, herhangi bir fonksiyon icra edemedikleri anlamına gelmemektedir. Bu varsayım siyasi partilerin hâlâ siyasetin belirleyici unsurlarından biri olmaya devam ettiklerini, yalnızca önceki dönemlerle karşılaştırıldığında belirleyicilik niteliklerinin aşındığını iddia etmektedir. Çalışmada yöntem olarak ilgili literatür taraması yapılarak son dönemde seçmen tercihleri üzerine yapılmış saha araştırmalarından yararlanılmıştır. Çalışma sonucunda siyasal süreç içerisinde siyasi partilerin seçmen tercihindeki belirleyicilik özelliklerinin aşındığı, bu süreçte siyasi liderin giderek ağırlık kazandığı ve karar alma süreçlerinde lider odaklı bir siyaset yapma biçiminin siyasal sürece hâkim olmaya başladığı değerlendirmesine varılmıştır
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 18 Temmuz 2016 |
Gönderilme Tarihi | 4 Kasım 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 9 Sayı: 3 |