Pregnancy is a life event often associated with positive emotions. However, this process can be experienced as a stressful life event because it involves physical, psychological and social changes that some women cannot easily adapt to. Exposure of pregnant women to situations such as medical complications, natural disasters and disease outbreaks during pregnancy, which is a period when mental problems increase, can increase mental health problems. Since December 2019, there has been a devastating global health crisis with the emergence of the novel coronavirus disease (COVID-19). The increasing morbidity and mortality rates associated with this viral infection and the social and physical measures taken to prevent the spread of COVID-19 have brought serious disruptions to people's social connections and normal routines of daily life. These social support interruptions during pregnancy, which is one of the vital crisis periods, play a role in increasing the stress factor of the individual. Social support acts as a protective factor against negative mental health challenges resulting from epidemics and natural disasters. There is also evidence that social support moderates the impact of cognitive appraisal, attitude, and perceived stress on well-being. On the one hand, the responsibility of pregnancy and the mental adaptation of the woman to these roles, on the other hand, the insufficient data on the effects of COVID-19 on the fetus and question marks such as how the birth will take place can cause anxiety and mental disorders in pregnant women. It has been reported that social support mechanisms are important in anxiety and mental health problems experienced by pregnant women and that pregnant women need nurse/midwife follow-up. In this review, mental health problems encountered during pregnancy during the COVID-19 epidemic, the importance of social support and nursing approach will be discussed.
Gebelik genellikle olumlu duygularla ilişkilendirilen bir yaşam olayıdır. Ancak, bu süreç bazı kadınların kolayca adapte olamadığı fiziksel, psikolojik ve sosyal değişiklikleri içermesi nedeniyle stresli bir yaşam olayı olarak deneyimlenebilmektedir. Ruhsal sorunların arttığı bir dönem olan gebelik sırasında gebelerin tıbbi komplikasyonlar, doğal afetler ve hastalık salgınları gibi durumlara maruz kalmaları ruh sağlığı sorunlarını artırabilmektedir. Aralık 2019'dan bu yana yeni koronavirüs hastalığının (COVID-19) ortaya çıkması ile yıkıcı bir küresel sağlık krizi yaşanmaktadır. Bu viral enfeksiyonla ilişkili artan morbidite ve mortalite oranlarını ve COVID-19'un yayılmasını önlemek için alınan sosyal ve fiziksel önlemler, kişilerin sosyal bağlantılarına ve günlük hayatın normal rutinlerine ciddi kesintiler getirmiştir. Yaşamsal kriz dönemlerinden biri olan gebelik sürecinde görülen bu sosyal destek kesintileri, bireyin stres faktörünün artmasında rol oynamaktadır. Sosyal destek salgın hastalıklar ve doğal afetlerden kaynaklanan olumsuz ruh sağlığı zorluklarına karşı koruyucu bir faktör olarak hareket etmektedir. Sosyal desteğin bilişsel değerlendirme, tutum ve algılanan stresin refah üzerindeki etkisini hafiflettiğine dair kanıtlar da vardır. Bir taraftan gebeliğin verdiği sorumluluk ve kadının bu rollere ilişkin ruhsal uyumu, diğer taraftan da COVID-19’un fetüs üzerindeki etkilerine ilişkin verilerin yetersiz olması, doğumun nasıl gerçekleşeceği gibi soru işaretleri gebelerde kaygı ve ruhsal bozukluklara yol açabilmektedir. Gebelerin yaşadığı kaygı ve ruh sağlığı sorunlarında sosyal destek mekanizmalarının önem arz ettiği ve gebelerin hemşire/ebe takibine ihtiyaç duyduğu bildirilmiştir. Bu derlemede, COVID-19 salgını sürecinde gebelikte karşılaşılan ruh sağlığı sorunları, buna yönelik sosyal desteğin önemi ve hemşirelik yaklaşımı ele alınacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | Derleme |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 14 Haziran 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 6 Sayı: 1 - IV. HEMŞİRELİĞİ GÜÇLENDİRME SEMPOZYUMU ÖZEL SAYI |
Samsun Sağlık Bilimleri Dergisi CC BY-NC 4.0 lisansına sahiptir.